Ekonomik kriz yüzünden dünyada her gün 122 bin kişinin işsiz kaldığı tahmin ediliyor. Yalnızca İngiltere’de günde 1650 kişinin işine son veriliyor. Türkiye için kesin bir veri olmamasına karşın sanayi ve ticaret odalarından derlenen rakamlara göre sadece önemli sanayi şehirlerinden Bursa’da 55 bin kişi işini kaybetti. Denizli, Kocaeli, Konya, Bilecik, Gaziantep ve Kahramanmaraş gibi illerde de işten çıkarılanların sayısı son bir ayda 22 bini geçti. Peki krizde işini kaybeden binlerce insanın hukuki olarak yapacak bir şeyi yok mu? Uzmanlar, bu kişilerinin kriz nedeniyle mi yoksa kriz bahanesiyle mi işten atıldıklarına iyi bakmaları gerektiğini söylüyor. Çünkü Türk iş kanununa göre işten çıkartılan bir personelin doğru adımlar attığı takdirde, görevine geri dönmesi mümkün. Yani iş kanununun çalışanlar tarafından dikkate alınmayan maddeleri, kriz sonrasında şirketlerin tekrar toparlanmaya başlamasıyla birlikte binlerce kişinin işine geri dönmesini sağlayabilir.
Bunun için yapılması gereken en önemli şey ise eski şirketinizin yerinize adam alıp almadığını takip etmek. Çünkü eğer eski patronunuz sizi çıkarttığı pozisyon için yeniden eleman aramaya başlamışsa elinize çok önemli bir koz geçmiş demektir. İşten atılırken neden olarak “performans düşüklüğü” gösterilmemişse, çalışana işe iade talebinde bulunma hakkı doğuyor. Tabii işverenin iyi niyetli olması ve krizi bir fırsat olarak görmemesi de şartların olumlu yönde gelişmesinde önemli rol oynuyor.
Avrupa’da binlerce dava örneği var
Avrupa ve ABD’de bu tarz dava örneklerine çok rastlanıyor. Net Danışmanlık’tan Mükrime Alptekin, Türkiye’de bu tür davalara pek rastlamamasını çalışanların haklarını bilmemesine bağlıyor: “Şirketin çalışanı işten çıkarma nedeni performans düşüklüğü değilse kişi eski işine geri dönebiliyor. Ancak çalışanın haklarını bilmesi bu süreçte kritik rol oynuyor.”
Alptekin’e göre iyi niyetli işverenin krizin ardından ilk olarak eski personelini araması gerekiyor. Avrupa ve ABD’de birçok kuruluşun, bu tarz bir İK politikası izlediğinin de altını çiziyor.
“İşverenin krizi bahane olarak göstermesi, çalışanın dava açma hakkını engellemeyeceği gibi kazanmasının da önüne geçemez” diyen sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel de çalışanların haklarını yeterince aramadığı görüşünde. Performans düşüklüğü dışındaki bir nedenden dolayı işten çıkartılan bir elemanın işveren aynı pozisyon için eleman aramaya başladığı anda işe iade talebinde bulunabileceğini belirten Tezel, “Aslında bu hak her zaman vardı. Ayrıca şirketlerin de işten çıkarttığı kişileri davet etme zorunluluğu da var. Fakat işveren bu şekilde davranmazsa bile kanuni bir yaptırımı yok” diyor.
Haklar yanıyor
Ancak çalışanların unutmaması gereken bir konu daha var. Tazminatını alarak şirketle ilişiği kesilmiş olan personel, aynı işe geri döndüğünde yeni giriş yapmış sayılıyor. Yani şirketteki geçmiş birikimleri sıfırlanmış oluyor.
Şirketlerin bu uygulamayla şirket içi iletişim ve çalışan motivasyonu açısından önemli bir başarı sağladığını belirten Mükrime Alptekin, kısa vadeli planlarla hareket etmenin işletmelere kardan çok zarar getireceğini belirtiyor.
Çalışanların işe iade davası açması için iş kanunun kapsamında dahil olması gerektiğini belirten avukat Mehmet Uçum, fesih bildirim yapıldığı tarihten itibaren işçinin bir ay içinde harekete geçmesi gerektiğini aksi taktirde dava açma hakkının ortadan kalkacağının altını çiziyor. Uçum, “İşten atılan çalışan böyle bir talepte bulunursa davayı kazanma ihtimali yüksektir” diyor.
UZMANLAR NE DİYOR?
Özlem Demir \ Karya Yönetim Danışmanlığı Kurucusu
“Bir üst pozisyon için bile dava hakkı var”
Kişinin boşalttığı pozisyon için açılan işe aide davalarında, davayı açan kişi çok büyük ihtimalle kazanır. Şirket, eşdeğer sayılabilecek herhangi bir pozisyon hatta bir üst pozisyon için bile eleman arayışına girmişse işten çıkartılan çalışana dava açma hakkı doğar. Eğer davacı üniversite mezunu ise mahkeme üst pozisyonun bu kişiye teklif edilmemesi ve çalışanı eğitip terfi ettirmediği için şirketi suçlu bulabilir. Çalışanların dikkat etmesi gereken başka bir konu da başvuru formları. Bu formlarda yer alan “Yukarıdaki bilgilerden herhangi birinin eksik ya da yanlış olması durumunda işveren hiçbir tazminat ödemeden iş akdini feshedebilir” ibaresi, kötü niyetli bir işverenin elinde çalışanın tazminatsız işini kaybetmesi anlamına gelir.
Ali Tezel \ Sosyal Güvenlik Uzmanı
“Bu hak, hangi şirketlerin krizi bahane ettiğini ortaya çıkartacak”
İş kanuna göre işveren, çalışanını performans düşüklüğü dışında herhangi bir nedenle işten çıkardıktan sonra aynı pozisyon için eleman arayışına girmişse kişinin işe iade talebi hakkı var. Aslında bu hak her zaman vardı. İşverenin krizi bahane olarak göstermesi, çalışanın dava açma hakkını engellemeyeceği gibi kazanmasının da önüne geçemez. Bu kanun şirketlerin krizi bahane olarak kullanıp kullanmadığının anlaşılması ve yöneticilerin iyi niyetlerinin sorgulanması için de bir araç olabilir. Kısa çalışma ödeneği için başvuru yapan firma sayısı 650’yi buldu. Burada şu an 70 bin işçinin geleceği söz konusu. Ancak bu tarz örnekler bile firmaların krizi bahane ettiğinin bir göstergesi.
Çalışanlar, yasalardan doğan haklarını kullanıp işlerine geri dönebilir. Zaten şirketin önce işten çıkarttığı kişileri davet etme zorunluluğu var. Fakat kanunda yazılı olmasına karşın işveren önceliği eski çalışanına vermezse kanuna göre uygulanacak bir yaptırım yok. Bu nedenle, hakkını aramak çalışanın görevi.
Mehmet Uçum \ Avukat
“Çalışan hızlı davranmalı”
Kriz nedeniyle işveren işten çıkardığı işçilerin yerine yeni işçiler alırsa bu kişilerin, itiraz etme ve işe iade davası açma hakkı var. Hatta çalışanların davayı kazanma ihtimalleri de çok yüksek. Şirketlerin iyi niyetleri bu yolla sorgulanabilir ama mahkemeler bu tip iddialarda bilirkişi incelemesi yaptırır. Dolayısıyla bu raporlara göre gerçekten sektörde kriz olup olmadığı ve firmanın ne kadar etkilendiği araştırılır. Ancak işe iade davası açmak için iş kanunun kapsamında bir çalışan olması gerekir. Çalıştığı şirkette en az 30 kişinin istihdam edilmesi ve fesih bildirim yapıldığı tarihten itibaren işçinin bir ay içinde harekete geçmesi gerekir. Bu yüzden çalışan bir aylık süreye dikkat etmeli.
Mükrime Alptekin \ Danışman
“İlk hak eski çalışanın”
Eğer işveren işten çıkardığı kişinin, boşalttığı pozisyon için eleman aramaya başlarsa, çalışana işe iade davası açma hakkı doğuyor. Çalışanlar genelde bu hakkından çok haberdar değil. Ancak ABD ve Avrupa’da bu sayede işine geri dönen çok fazla çalışan var. Zaten eğer işten çıkartılma nedeni performans değilse işverenin de önceliği eski çalışanına vermesi gerekir.
4857 SAYILI İŞ KANUNU’NUN İLGİLİ MADDELERİ NE DİYOR ?
Madde 20- İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. (...) (1) taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme götürülür. (1) Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Dava seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
Madde 21 - İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler. Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir. İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren 10 işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur. (Kaynak: www.csgb.gov.tr) |