Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İyi niyetli şirket yöneticisi hapis cezasından nasıl kurtulur PDF Yazdır e-Posta
13 Mart 2009
Image

Son günlerde en çok merak edilen konulardan biri de şirket yöneticilerinin, hapis cezası istemiyle sorgulanması ve yargılanmaları ile ilgili.

Yasaların, hapis cezası uygulamasında, şirketin kanuni temsilcilerini muhatap alması nedeniyle, şirket yöneticileri, işlemedikleri bir fiil veya almadığı ya da düzenlemediği bir faturadan dolayı, hapis cezası istemiyle ceza mahkemesinde yargılanabiliyor hatta hapse mahkûm olabiliyorlar.

Hemen belirtelim, burada sözünü ettiğimiz şirket yöneticileri, yapılan işlemlerle doğrudan ilgilenmeyen ya da ilgilenemeyen, vergi kaçırma kastı kesinlikle olmayan ancak kendi bilgileri dışındaki gelişmelerden, kayıtlardan ya da elemanların aldığı faturalardan dolayı güç durumda kalan yöneticiler. Yoksa, kasıtlı olarak vergi kaçıranların, en ağır biçimde cezalandırılması gerektiği kuşkusuz.

CEZADAN KURTULMA

Yasalarımızda, işlenmeyen bir fiil nedeniyle, hapis cezasından kurtulabilmek için, izlenebilecek bazı yollar yer alıyor.

1) Vergi Usul Kanunu Yönünden

Vergi Usul Kanunu'nun 333/3. maddesine göre; tüzel kişilerde, hapis cezasının sorumlusu "fiili işleyen" kişi oluyor.

Bu nedenle, fiili işleyenin kanıtlanabilmesi, kanuni temsilci açısından hapis cezası sorununu ortadan kaldırabiliyor. Şirketin, çalışanlar arasında görev ve yetki dağılımı, alınan mal ya da yaptırılan hizmetle ilgili kararın ve bunun faturasının, çalışanlardan hangisi tarafından alındığının yani fiili işleyenin kanıtlanabilmesi halinde, hapis cezasının muhatabı, "fiili işleyen kişi" oluyor. Ancak, pratikte fiili işleyenin tespiti pek mümkün değil. Özellikle, çok sayıda çalışanı olan bir firmada, belgelerin herbirinin kimin tarafından alındığını saptamak zor olduğundan, Türk Ticaret Kanunu yönünden, anonim şirket bünyesinde bir düzenleme yapmakta yarar var.

2) T.Ticaret Kanunu Yönünden

Türk Ticaret Kanunu'nun 317. maddesine göre; anonim şirket, yönetim kurulu tarafından idare ve temsil olunur. Aynı Kanunun 319. maddesine göre de; ana sözleşmede, yönetim ve temsil işlerinin, yönetim kurulu üyeleri arasında taksim edilip edilmeyeceği ve taksim edilecekse, bunun nasıl yapılacağı belirlenir. Yönetim kurulunun en az bir üyesine de; "şirketi temsil yetkisi" verilir. Ana sözleşme ile temsil yetkisinin ve idare işlerinin tamamını ya da bazılarını yönetim kurulu üyesi olan murahhaslara veya pay sahibi olmaları zorunlu bulunmayan murahhas müdürlere bırakabilmek için, genel kurula ya da yönetim kuruluna yetki verilebilir. Bu tür kayıtlar bulunmadığı takdirde 317. madde hükmü uygulanır. Burada sözü edilen murahhas müdürün, mutlaka yönetim kurulu dışından seçilmesi gerekiyor. Örneğin; mali işler ve muhasebeden sorumlu murahhas yönetim kurulu üyesi ya da murahhas müdürün belirlenmesi, iyi niyetli şirket yöneticilerini, hapis cezasına muhatap olmaktan kurtarabilir.

Yargıtay'ın görüşü de bu doğrultuda (Yarg. 11. Ceza Dairesi, 20.06.2001 Tarih ve E.2000/3350, K.2001/7004).Yargıtay kararı; "anonim şirket ana sözleşmesinde hüküm bulunması koşuluyla, temsil ve idare işlerinin, tamamının ya da bir kısmının, yönetim kurulu üyesi olan murahhaslara ya da pay sahibi olması zorunlu bulunmayan müdürlere bırakılabileceği, bu durumda da, anonim şirketin tüm yönetim kurulu üyeleri değil, temsil ve idare işleriyle görevlendirilen murahhas üyesi ya da murahhas müdürleri hapis cezasından sorumlu olacağı" yönünde.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=11192135&yazarid=82&tarih=2009-03-12