Gelir vergisi beyanında bu gün son gün |
24 Mart 2009 | |
Kira, faiz, kâr payı gibi gelirleri bulunanlar, ticari kazancı olanlar, danışmanlık, doktorluk, avukatlık gibi serbest meslek faaliyeti bulunanlar mart ayını, vergi ayı olarak bilirler. Gerçekten de gelir vergisi konusuna giren kazançlar mart ayında beyan edilir, hatta beyan edilen gelir üzerinden hesaplanan verginin yarısı da bu ay içinde ödenir. Hemen belirtelim; cezalı duruma düşmek istemeyenler, vergi beyanlarını 25 Mart akşamına kadar, ilk taksitlerini ise 31 Mart akşamına kadar ödemek durumundalar. Gelir vergisinin ikinci ve son taksit ödeme vadesi ise temmuz sonu. Beyanname vermeden önce bilinmesi gerekenler Türkiye'de yerleşmiş olan kişilerin, Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve gelirlerin tamamı beyana konu edilir. Yurtdışında elde edilen kazançlar üzerinden daha önce vergi ödenmişse, bu tutar Türkiye'de ödenecek vergiden düşülür. Bir yıl içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar ya da yasal ikametgahları Türkiye'de bulunanlar Türkiye'de yerleşmiş sayılır. Türkiye'de yerleşmiş sayılmayanların yurtdışında elde ettikleri kazançları beyan etmeleri gerekmez. Yıllık kazançların beyannameye doğru ve tam olarak yansıtılması, hem bazı avantajlardan yararlanmak açısından, hem de ileride cezalı duruma düşmemek açısından büyük önem taşır. Örneğin, 2008 yılı içinde elde edilen konut kira gelirinin 2.400 TL'si vergiden istisna olmasına karşın, kira geliri zamanında ve tam olarak beyan edilmez ve bu durum Vergi dairesi tarafından tespit edilirse, istisnadan yararlanma olanağı kaybedilir. Ayrıca, ek olarak alınacak verginin geç ödendiği her ay için yüzde2,5 oranında gecikme zammı ödenmesi ve vergi aslının üç katına kadar varabilecek vergi cezası kesilmesi söz konusu olabilir. Eksik beyan edilen matrahlar, vergi dairesi tarafından tespit edilmeden önce pişmanlıkla yeniden beyana konu edilirse, vergi ziyaı cezası alınmaz sadece gecikme zammı alınır. Ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olanlar, bu faaliyetlerinden gelir elde etmeseler bile, yıllık beyanname verirler. Aynı şekilde, kolektif şirket ortakları ile eshamlı ve adi komandit şirketlerin komandite ortakları, şirketlerinin faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile, yıllık beyanname verirler. İstisna hadleri içinde kalan kazanç ve gelirler; gerçek usulde vergilendirilmeyen zirai kazançlar; tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan ücretler; tevkifata tâbi tutulmuş olup, toplam tutarı 19.800 TL'yi aşmayan birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye iratları; tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan ve toplamı 960 TL'yi aşmayan, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları için beyanname verilmez, bu gelirler başka gelirler için verilecek beyannamelere de dahil edilmezler. Gelirin elde edilme zamanının önemi Gelir vergisi, gelirin hukuken ya da ekonomik olarak elde edilmesi ile doğar. Elde edilmiş sayılmayan gelir için beyanname verilmesi ya da vergi ödenmesi söz konusu değildir. Bu nedenle gelirin ne zaman elde edildiğinin belirlenmesi oldukça önemlidir. Ticari ve zirai kazançların elde edilmiş sayılması için tahsil edilmeleri şart değildir. Bu kazançlara hukuken sahip olunması (tahakkuk esası) elde edilmiş sayılmaları için yeterlidir. Yani, 2008 yılında sattığı malının bedelini henüz tahsil etmemiş olan bir tüccar, hukuken alacakları arasında yer alan bu geliri nedeniyle beyanname vermek ve henüz tahsil etmediği bu geliri üzerinden vergi ödemek durumunda. Ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul ve menkul sermaye iratlarının elde edilmiş sayılmaları için, tahsil edilmeleri (tahsilat esası) şarttır. Yani, sahip olduğu konutu 2008 yılında kiraya veren bir mükellef, kira gelirlerinin henüz tahsil edilmeyen bölümünü 2008 yılında beyan etmeyecek, dolayısıyla üzerinden vergi ödemeyecektir. Diğer bir anlatımla; gayrimenkulün kiracı tarafından 2008 yılında kullanılması nedeniyle hak kazanılan ve mükellefin hukuken alacağı sayılan tahsil edilmemiş kira tutarları gelir vergisi açısından elde edilmiş sayılmıyor. Yabancı memleketlerde elde edilen gelirler; Türkiye'deki hesaplara intikal ettirildiği yılda elde edilmiş sayılır. Türkiye'deki hesaplara intikal ettirilmemesi mükellefin iradesi dışındaki sebeplere dayanıyorsa ve bu durum belgelenirse, bu gelirler mükellefin tasarruf ettiği yılda elde edilmiş sayılır. Beyanname üzerinde indirilebilecek harcamalar Kazanç ve iratların beyana konu edilecek net tutarlarının hesaplanma şekli, her bir gelir unsuru için ayrıntılı olarak yasal düzenlemelerle belirlenmiştir. Bu kurallara göre belirlenmiş olan, yani gerekli indirimleri yapılarak net tutarları belli edilen ve beyannameye aktarılan kazançlardan ayrıca indirilecek harcamaların bazıları aşağıda belirtilmiştir. Mükellefin kendisine, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirilebilir. İndirilecek tutar, bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta primleri için, beyan edilen gelirin yüzde 5'ini, bireysel emeklilik katkı payları için ise beyan edilecek gelirin yüzde 10'unu ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamalıdır. Ayrıca, söz konusu indirimin geçerli olabilmesi için, sigorta harcamalarının Türkiye'de yapılması ve vergi mükellefi olan kişilerden alınacak belgelerle ispat edilmesi gerekir. Kamu idarelerine, kamu yararına çalışan derneklere ve vergi muafiyeti bulunan vakıflara makbuz karşılığında yapılan ve yıllık toplamı beyan edilecek gelirin yüzde 5'ini (kalkınmada öncelikli yöreler için yüzde 10'unu) aşmayan bağış ve yardımlar da beyan edilen gelirden indirilebilir. Okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası ya da bu tesislerin faaliyetlerinin devamı için yapılan bağış ve yardımların beyan edilen gelirden indirilmesinde üst sınır bulunmamaktadır. Ayrıca, fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı beyan edilen gelirden indirilebilir. Basit usulde vergilendirilenler, serbest meslek faaliyetinde bulunanlar ya da ücretli olarak çalışanlardan, kendileri özürlü olanlar ya da bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunanlar, birinci derece sakatlık için 600,-TL, ikinci derece sakatlık için 300,-TL, üçüncü derece sakatlık için ise 150,-TL'yi beyan edilen gelirden indirebilirler. Mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak, Türkiye'de yaptığı ve vergi mükellefi kişilerden aldığı belgelerle kanıtlanan eğitim ve sağlık harcamalarının beyan edilen gelirin yüzde onunu aşmayan bölümü indirim konusu yapılabilir. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Türkiye Futbol Federasyonu mevzuatına uygun olarak yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için yüzde 50'si beyan edilen gelirden indirilebilir. Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamalarının tamamı "AR-GE indirimi" adı altında beyanname üzerinde indirim konusu yapılabilir. 2008 yılında elde edilen gelirlerin beyana konu edilmeleri sırasında, yukarıda belirtilen hususların göz önüne alınması, ödenecek vergi tutarında mükellef lehine önemli ölçüde değişiklik yaratabilmektedir. |