Krizi görmezden gelip, binlerce işyeri kapanır, on binlerce çalışan kapı önlerine konulduğu sıralarda, bu gerçeklerden uzak hazırladığı bütçe hedeflerini şimdi revize etmeye hazırlanan hükümet, aynı zamanda genel seçimlere kadar geçerli olacak bir programın çalışmalarını da bu ay içinde tamamlamaya çalışıyor. Gelen haberlere bakılırsa hükümet, en azından bu yılın kalan bölümünde harcamaları artıracak, piyasayı biraz olsun canlandıracak politikalar uygulamak istiyor.

    Ancak aynı zamanda hükümet, IMF ile görüşmeleri de bu ay tamamlama niyetinde. IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın, G-20 liderlerinin Londra zirvesinde taahhüt ettiği 1.1 trilyon dolarlık fonun bir bölümünün birkaç hafta içinde kullanılmak için hazır olabileceğini söylediği dikkate alınırsa bu zamanlama mükemmel sayılabilir; çoklarının da dediği gibi, Türkiye bu taze kaynaktan ilk yararlanan ülke dahi olabilir. IMF'nin borç geri ödemelerine esneklik getirmesi de Türkiye'ye vade konusunda avantaj sağlayacak gibi görünüyor. Çünkü, yeni düzenleme çerçevesinde, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bazı üye ülkeler, borçlarını daha esnek koşullar ve vade içinde ödeyebilecekler.
    
    Uzun vadede ödenebilecek
    Bir başka deyişle önceki koşullarda alınacak kredi için geri ödeme süreci daha kısa olacağından, anlaşmanın vadesi de uzun olacak ve Erdoğan'ın gelecek seçimlere, "IMF'siz Türkiye" ile girme hayalinin gerçekleşmesi zor olacaktı. Oysa, bu yeni koşullarda, halen IMF'ye 8.5 milyar dolar borcu bulunan Türkiye'nin 18 aylık bir stand-by yaparak 30-40 milyar dolarlık kaynağı alıp, çok daha uzun vadede geri ödemesi olanaklı olacak. Ancak borç geri ödemelerine kolaylık getiren IMF'nin, anlaşmanın koşullarında bir gevşeme sağlayacağı yolunda bir belirti yok. Bir başka deyişle, yine bildik mali disiplin için istenilen bütçe dengesine ulaşma nedeniyle gereken tüm parametreler masaya getirilecektir. İşte bu noktada, hükümetin en azından harcamalar açısından kısa vadeli hesaplarını gözden geçirmesi gerekecektir. Çünkü hükümetin görmezden geldiği krizin etkisiyle ciddi vergi yaşanırken seçim harcamalarına verilen gazla bütçe iki ayda yıllık açığı verdi.

    Bu durumda, hükümetin seçim dönemini de hedefleyen üç yıllık program hazırlıklarının başlarında yapılması öngörülen geçici mali gevşeme zor görünüyor. Çünkü, daha işin başında patlayan bütçe açığı yeni gevşemelerin IMF tarafından onaylanmasını olanaklı kılmayacak gibi görünüyor. Ayrıca, çeşitli sektörlerden yükselen, "Biz de ÖTV ve KDV indirimi isteriz" talepleri bir yana, mevcut indirimlerin dahi talep edildiği gibi uzatılması olanaksız görünüyor. Eğer, yeni vergi indirimi ve mevcutlar için süre uzatımı düşünülüyorsa hükümetin IMF'li konuklar gelmeden bunları ilan edip uygulamaya koyması gerekiyor; yoksa IMF Türkiye Masası Şefi Rachel Van Elken'in böyle bir gevşemeye izin vermesi olanaksız görünüyor.

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=120534&KTG_KOD=480