Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni kredi kartı mağdurları yaratmamak için yapılması gerekenler (15.04.09) PDF Yazdır e-Posta
15 Nisan 2009

    Kredi kartı borcunu vadesinde ödemeyerek ilgili bankalarca borcuna -kimi zaman gerçekten yüksek oranda- faiz tahakkuk ettirilen ve haklarında girişilen icra takipleri sonucunda genellikle mal varlığı değerlerinin haczettirilip, sattırılması yoluna gidilen kişiler son zamanlarda "kredi kartı mağdurları" diye adlandırılmaya başlandı ve böylece ülkemiz hukuk ve ekonomi bilimine yeni bir kavram eklendi.

    Kredi kartı ile yaptığı harcamaları sırasında "ayağını yorganına göre uzatmayan", mal varlığının elverdiğinin çok üstünde taksitli alış-veriş yaparak, kredi kartının bir kredi aracı değil, sadece hamilini yanında nakit taşımak külfet ve riskinden kurtaran bir ödeme aracı olduğunu göz önüne almayıp, giderek bazen bir kartından kaynaklanan borcunu diğer kartı ile çektiği nakitle kapatmaya çalışan ve sonuçta bankaların icra takipleri ile karşılaşması kaçınılmaz olan kredi kartı hamillerini "mağdur" olarak nitelendirmenin ne kadar doğru olduğu tartışıla dursun, kanımca kredi kartının kötüye kullanılmasını önlemek bakımından başta devlet ve ilgili kurumları gelmek üzere bankalara da düşen bir dizi görev vardır. İşin ilginç olan yanı bu görevlerin tümünün 2006 yılında yürürlüğe giren "Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu"nda (Kanun No: 5464 RG. 1.3.2006 S. 26095. Bu yasa bundan böyle kısaca "KKK" olarak anılacaktır) yer almalarına karşın, bugüne değin etkin bir biçimde uygulanmamış olmalarıdır. Sözünü ettiğim savsaklamanın "kart mağduru" kavramının doğmasına katkıda bulunduğu muhakkaktır.
    Bu yazımda esasen KKK'da yer alan ve gereği gibi uygulanmaları durumunda "yeni kredi kartı mağdurları yaratılmasını" önlemekte etkin olacağını düşündüğüm önlemlere değinmek istiyorum.
    
    Alınacak önlemler
    * Her şeyden önce kart çıkaran kuruluşların talepte bulunmayan ve/ya sözleşme imzalamayan kişilere kart veremeyeceklerini öngören KKK 8/I'e kesinlikle uyulması sağlanmalı, örneğin alış-veriş merkezlerinde kart dağıtımına ya da sadece vatandaşlık numarasını bildirenlere kartının hemen gönderileceğine ilişkin televizyon reklamlarına asla izin verilmemelidir.

    * Borçlarının asgari tutarını son ödeme tarihini izleyen üç ay içinde ödemeyen ve kart çıkaran kuruluşlarca kendisine gönderilen bildirimden itibaren de bir ay içinde söz konusu borcunu ifa etmeyen kişilerin kartlarının derhal iptalini öngören KKK 8/II sıkı bir biçimde uygulanmalı, başka bir söyleyiş ile, anılan durumda bankaların faiz tahakkuk ettirmeye devam etmek sureti ile kredi kartı sözleşmesini feshetmekten kaçınmaları önlenmelidir.

    * Kart çıkaran kuruluşlar kredi kartının gerçek hamiline teslimini sağlayacak önlemleri almalı, bu arada KKK 8/VI uyarınca reşit olmayan ek kart hamilleri adına düzenlenen kredi kartlarının asıl kart hamiline teslimini sağlamalıdırlar.

    * Hiç kuşkusuz, yeni kredi kartı mağdurları yaratmamak adına alınması gereken en başta gelen önlem, kredi kartı limitlerinin her bir kişi bakımından ve tüm kredi kartı çıkaran kuruluşlar ile bunlar tarafından ayrı adlarla bile olsa çıkarılan tüm kartları kapsayacak bir biçimde saptanması, daha açık bir söyleyiş ile bir kişinin örneğin değişik bankalardan farklı limitlerde bile olsa birden fazla kredi kartı alarak daha başlangıçta malvarlığı ve gelir durumunu aşacağı muhakkak olan harcamalar yapmaya teşvik edilmemesidir.
    
    Limitte yasal sorun
    Bu açıdan "Kredi Kartı Limiti" kenar başlığını taşıyan KKK 9'un yeterince açık olmadığını düşünüyorum. Gerçekten, bu hükümde her ne kadar kart çıkaran kuruluş tarafından bir gerçek kişinin sahip olduğu tüm kredi kartları için tanınacak toplam kredi kartları limitinin ilk yıl için ilgilinin aylık ortalama net gelirinin iki katını, ikinci yıl için ise dört katını aşamayacağı öngörülmüş ise de, kanımca bu limitin somut bir banka tarafından çıkarılan tüm kartlar açısından mı, yoksa ülkedeki tüm kredi kartı çıkaran kurumları kapsayacak bir biçimde genel olarak mı belirleneceği anlaşılamamakta, sözün doğrusu hüküm bunun her bir banka açısından ayrı ayrı belirleneceği izlenimini yaratmaktadır. Buna karşılık Kredi Kartları Yönetmeliği (Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik, RG. 10.3.2007 S. 26458) 22 (3) son derecede doğru bir yaklaşımla "bir gerçek kişinin tüm kart çıkaran kuruluşlardan temin ettiği kredi kartları için tanınacak toplam kredi kartı limiti"nden söz ettiği için, uygulama da bu yönde yürütülmeli, yani bir banka her hangi bir gerçek kişi lehine kredi kartı düzenlerken, onun daha önce başkaca hangi kuruluşlardan kredi kartı aldığını ve toplam limitinin ne olduğunu mutlaka araştırıp, saptamalıdır.

    * Nihayet KKK 8/II ve Kredi Kartı Yönetmeliği 22 (3)'de yer alan limit oranlarının da "gerçekçi" olup olmadığı bir kez daha sorgulanmalı ve bir kimsenin esasen tüm gelirini kart kullanarak harcamasının söz konusu olmadığı göz önüne alınarak "aylık ortalama net gelirin iki katı" olan oranın indirilmesi yoluna gidilmelidir.    


http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=120991&KTG_KOD=432