Zeki Gündüz - Transfer fiyatlaması konusu kimleri ilgilendiriyor? |
23 Eylül 2007 | |
Bugün şu an oldukça güncel olan transfer fiyatlaması konusunda bize intikal eden soruları yanıtlama gayretinde olacağım. Bu konu kardeş şirket/grup şirketi/aynı holdinge dahil şirketleri yani bir şekilde akraba olan ve birbirlerine herhangi bir nedenle fatura kesen tüm şirketleri ilgilendirmektedir. Diğer bir ifade ile bu konu: 1. Yurtdışındaki (veya serbest bölgedeki) ilişkili şirketten mal veya hizmet ithal eden şirketleri, 2. Yurtdışındaki (veya serbest bölgedeki) ilişkili şirkete mal veya hizmet ihraç eden şirketleri, 3. Yurtiçinde ilişkili bir şirketten mal veya hizmet alan oldukça büyük bir şirketler grubunu ilgilendirmektedir.
Örtülü kazanç dağıtımı kavramına göre ne değişti? Eski kanunda örtülü kazanç dağıtımı adi ile yer alan müessesenin yeni kanunda özünde bir şey değişmedi. İşin eski düzenlemede de yeni düzenlemede de özü: “İlişkili şirketler birbirlerine mal satar veya alırken yabancıymış gibi davranacaklar ve piyasa fiyatı uygulayacaklar.” Eski düzenlemede kanun “Zurnanın zırt dediği yer” de: “Peki Maliye ile başımız derde girsin istemezsek ne yapalım?” diye sorduğumuzda susuyordu. Yeni kanun, bazı yöntemleri tanımlıyor, bu tanımlara uygun hareket ederseniz Maliye ile bir problem yasamazsınız diyor. Hatta gidip Maliye ile anlaşırsanız üç yıl Maliye bu konuda problem yaratamayacak diyor. Ne yapmalıyız? Maliyeyi bekleyelim mi? Takvim yaprakları hızlı ilerliyor. Maliye ağzım gözüm derken yine eylül sonunu bulduk ve ortada henüz bir tebliğ yok. Tabii inceleme için daha önlerinde yılsonundan itibaren 5 yıl olduğu için çok da acele etmiyorlar. Ama bizi birkaç yıl sonra 2007 yılı ile ilgili sigaya (genç arkadaşlar için kelimenin Türkçe meali: Sorguya) çektiklerinde bu konuda yapılan açıklamaların geç olması unutulacak. Bu nedenle tüm CEO ve CFO’lara bazı temel noktalarda çalışmaya başlanmasını tavsiye ediyorum. Çünkü Mali idarenin yapacağı açıklama ne olursa olsun yapılması gereken temel/değişmez çalışmaları yapmakta gecikilmemesinde fayda var. 1. Grup şirketinden aldığınız veya sattığınız mal ve hizmetler neler? 2. Aynı mal ve hizmetlerin hangilerinde aynı zamanda grup dışı satış veya alışlar mevcut? 3. Grup içi ve dışı uygulanan fiyatların mukayesesi. 4. Grup içi işlemlerle grup dışı işlemler arasında fark varsa iktisadi, ticari, mantıki nedenleri neler? 5. Sürekli ve önemli ölçüde mal/hizmet alış verisi varsa şirketinizin fonksiyonları, riskleri ve varlıklarının analizini yapın. Risk, fonksiyon ve varlıklar neredeyse kâr da onları büyüklükleri oranında izleyecektir. 6. Var veya bulunabiliyorsa emsal araştırması yapılmalı. 7. Uygulanan fiyat ve kârlılık oranları yıllar içinde değişmişse nedenleri? Emsali nereden bulacağız? El cevap bulamayacaksınız. Aslında geçmişte de günümüzde de konunun en can alıcı noktası bu konudur. Türkiye de halka açık sınırlı sayıda şirketin sınırlı mali bilgileri dışında kamuya açık bilgilere yasal yollardan erişebilmek mümkün değildir. Oysa kanunda tanımlanan tüm metotlarda fiyat veya kâr marjlarının emsale uygunluğu aranmaktadır. Emsalin nasıl bulunacağı da belli değildir. Bu konuda Maliye Bakanlığı yetkilileri konu üzerinde çalıştıklarını, üç vakte kadar bizlerin emsal bulabileceği veri havuzları oluşturacaklarını ifade etmişlerdir. Bizim Maliye Bakanlığı’na tavsiyemiz, bu konuda Türkiye’de veri havuzları oluşturulana kadar dünyada kullanılmakta olan veri havuzlarının Türkiye için de kullanımına izin vermeleridir. Aksi takdirde bu maddenin yeni hali ile nasıl uygulanacağı oldukça belirsiz hale gelecektir. Geçmiş ne olacak? Yeni düzenleme geçmişe yürür mü? Yukarıda da ifade ettiğim gibi kaldırılan eski düzenleme ile yeni düzenleme arasında özünde bir fark olmadığından 2007 öncesi dönemler örtülü kazanç dağıtımına ilişkin kaldırılan hükümler çerçevesinde incelenmeye devam edebilecek. Nitekim başta serbest bölgelere mal satan ve alan şirketler olmak üzere şirketlerin geçmiş dönemleri bu açıdan yoğun bir şekilde inceleniyor. Ancak bize göre hata ediliyor. Mali İdarenin bu konuda ilaç için iki kelime kelam etmediği, yol göstermediği bir dönemle ilgili ihtilaf yaratacak incelemeler yerine yeni döneme yoğunlaşsa daha hukuki davrandığı duygusu yaratacaktır. Geçmişe dönük inceleme korkusu, yeni düzenlemeler çerçevesinde durumlarını analiz ettiklerinde geçmişte hatalı veya bu günkü metodik yaklaşımdan hareketle farklı uygulama yaptıklarını idrak eden şirketlerin durumlarını, yeni düzenlemeler çerçevesinde hızlıca düzeltmelerinin önünde engel teşkil edebilecektir. Bu durum da yeni düzenlemelerden beklenen sonucun alınmasını geciktirebilecektir. 2006 için ÖKD uygulanamayacağı doğru mu? Gönül ağız dolusu bir evetle yüzünüzü güldürmek isterdi ancak bu konuda meslektaşlarımızca yapılan yorumlara katılmadığımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Aksi bir yorumu, değerli hocalarım ve meslektaşlarım beni affetsinler (eskilerin deyisiyle teşbihte hata olmaz), VUK’nın 3. maddesini tamamen bir yana bırakarak adeta amuda kalkıp yapılmış zorlama bir yorum addediyorum. Dolayısıyla ne yazık ki 2006 için örtülü kazanç dağıtımına ilişkin eski hüküm geçerli. İşin gümrük boyutu ne olacak? Transfer fiyatlaması uygulamalarında Gümrük İdaresi ile Mali İdare tezat bir beklenti ve sorgulama içerisindedirler. Gümrük İdaresi gümrükte alınacak vergilerin matrahı artıyor olduğu için fiyatların yükselmesinden mutlu olmakta ve fiyat düşüşlerini sorgulamakta. Mali İdare de tam tersi, kurumlar vergisi matrahında aşınmaya yol açtığı için fiyat artışlarını sorgulamaktadır. Oysa yeni düzenlemelere adaptasyon süreci şirket fiyatlarında bir farklılaşma yaratacak, bu durumu da ya Gümrüğü ya da Mali idareyi rahatsız edecektir. Bu iki idarenin de süratle transfer fiyatlaması yöntemlerinin uygulanması konusunda anlayış birliği yaratmaları şarttır. Holdinglerin hizmetleri kârlı olabilir mi? Holdinglerin gruba verdikleri hizmetleri karşılığı aldıkları hizmet bedelleri tabii ki kâr da içerecektir. Ancak bu kâr marjı piyasa koşullarına uygun olmalıdır. İşle mütenasip, işin büyüklüğü ile mütenasip, işletmenin büyüklüğü ile mütenasip olmalıdır. Hazine zararı yoksa yine de TF sorun yaratır mı? Önceki düzenleme döneminde Danıştay kararlarında Hazine zararının olup olmadığı dikkate alınarak sonuca varılır, Hazine zararı yoksa yapılan tarhiyat reddedilirdi. Yeni dönemde karşılıklı düzeltme imkanı getirildiğinden, artık, mahkemelerin bu ilkeden ayrılarak karar verebilme imkanının yüksek olduğunu düşünüyoruz. Diğer bir ifade ile eski dönemde verilen yargı kararlarını 2007 ve izleyen dönemler için tekrar değerlendirmekte fayda bulunmaktadır. Hangi belgeleri hazırlayacağız? TF de ispat yükü bize mi geçti? Şirketler 2007’den başlayarak hangi TF yöntemini, neden seçtiklerini, nasıl uyguladıklarını açıklamak (belgelemek), bu konuda yaptıkları çalışmaları/hesap ve cetvelleri saklamak zorundadır. Bu durum ispat yükünün mükellefe geçtiği anlamına gelmez. İnceleme elemanı arkadaşlarımız eskiden olduğu gibi, şirketin uygulamasının yasaya uygun olmadığı iddiasında ise bu durumu ispatla/ortaya koymakla yükümlüdür. Tabii ki iktisadi, ticari, mantıki icaplara açıkça aykırı bir durum iddia ediliyorsa, bunu iddia eden iddiasını ispatla yükümlüdür. Halka açık şirketlerde TF konusu ne olacak? Bilindiği üzere TF konusu sadece vergi açısından kullanılan bir kavram değil. HAAŞ’larda küçük ortakların haklarını korumak için, hakim ortakların şirketin mal varlıklarını azaltmalarının önüne geçmek için SPK’da da düzenlenmiş bir konudur. HAAŞ’larda, durumun tespiti halinde SPK, olayın meydana geliş biçimine göre, hakim ortaktan sadece, şirket varlıklarının faiziyle tamamlanmasını istemekte. Bazen de hem tamamlanmasını talep etmekte hem de hapis cezası gerektiren bir suç işlendiği iddiası ile suç duyurusunda bulunabilmektedir. Dolayısıyla HAAŞ’larda bu konu diğer şirketlere göre iki kat daha önem arz etmektedir.
Dünya, |