Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Av. Ali YÜKSEL/Av. Cihan AVCI - Hatalı üretimde işçinin kusurunun tespiti (11.05.09) PDF Yazdır e-Posta
11 Mayıs 2009

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 27.02.2008 gün ve 2007/9302 E. sayılı kararında, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II - H bendinde ifade edilen ''İşçinin 30 günlük ücreti ile karşılanamayacak oranda zarara sebep olması'' haklı nedenine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştur. Karar; hatalı üretimde kusurun belirlenmesi noktasında özellikle tekstil - yıkama sektöründe emsal olacak mahiyettedir. Bu kararda gösterilen usüle uyulması halinde, özellikle yıkama faaliyetlerinde ortaya çıkan hatalı üretimlerle ilgili olarak sorumluluğun tespiti ve buna göre hakkaniyete uygun işlem yapılması mümkün olabilecektir..

Bahse konu davada davacı işçi; işyerinin yıkama bölümünde çalıştığını, iş akdinin işverence ihbar öneli verilmeden tazminatsız olarak feshedildiğini belirterek ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatlarını talep etmiştir. Davalı işveren ise davacının, 134 adet kot pantolunu reçetesine aykırı şekilde yıkadığını, bu suretle 30 günlük ücreti ile karşılanamayacak boyutta bir zarara sebep olduğunu bu nedenle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini belirtmiştir. Yerel mahkeme ise işyerinde vardiyalar arasında iş ve görev aktarımlarının yanlış devre ve yanlış anlamaya meydan vermeyecek şekilde yazılı devir sistemine bağlanmaması nedeniyle yanlış anlamadan kaynaklanan zarardan davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiştir. Yargıtay ise yerel mahkemenin davanın kabulüne dair kararını bozmuştur.

Yargıtay; kararında hatalı üretim veya işlemden kaynaklanan zararın ispatının işverene ait olduğunu, işçinin ise bu zarardan hiçbir suretle sorumlu olmadığını ispatla mükellef bulunduğunu belirterek, hatalı üretime dayalı fesihlerde ispat külfetini paylaştırmıştır. Yargıtay yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin hükmü bozarken esas olarak, karara dayanak kılınan 3 kişilik bilirkişi heyeti raporundaki eksikliğe vurgu yapmıştır. Bilirkişi raporunda zararın oluşunda işverene özgü eksikliklere vurgu yapıldığını ancak işçinin özen yükümlülüğünü ihlal noktasında bir ihmalinin olup olmadığının irdelenmediği belirtilerek kararı bozmuştur. Yargıtay bu durumda yapılması gerekenin, yönetim boyutundaki eksikliklere rağmen işçinin bilgi ve becerisi sayesinde bu hatayı yapamayacak tecrübeye sahip olup olmadığının tespiti olduğunu önemle belirtmiştir. Bu çerçevede doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle boya yıkama makinesinde kullanılan kimyasalları belirtir reçetelerin kim tarafından hazırlandığı, davacının uyguladığı reçetenin hangi mala ait olduğunu bilecek durumda olup olmadığı, bu konuda gerekli eğitimi alıp almadığı, yaptığı iş için bilgi ve becerisinin yeterli bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, bundan sonra aynı bilirkişi heyetinden ya da re'sen oluşturulacak başka bir bilirkişi kurulundan alınacak raporla davacının olayda kusurunun bulunup bulunmadığı hiç bir tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenip oluşacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Sonuç olarak işçinin özenle işlem yapma borcu, işverenin yönetimine dair zaaf ve hataları halinde dahi söz konusu olabilmektedir. Çünkü işçinin özen borcu sahip olduğu, vasıf, eğitim ve tecrübenin doğal sonucudur.

http://www.dunyagazetesi.com.tr/yazar.asp?authId=117