Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Kıdem tazminatı fonu kurulmalı mı? PDF Yazdır e-Posta
09 Haziran 2009

    Son günlerde değişik kesimler tarafından gündeme getirilen ve üzerinde fikir yürütülen kıdem tazminatı fonunun kurulması, çalışma hayatında öteden beri tartışılan, ancak bir türlü uygulamaya geçirilemeyen konulardan biridir. 

    Kıdem tazminatı fonunun kanunla kurulacağı ilk kez 1475 sayılı Eski İş Kanunu'nun halen yürürlükte olan 14'üncü maddesi ile düzenlenmiştir. 10.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 Sayılı İş Kanunu'nun geçici 6'ncı maddesinde kıdem tazminatı fonunun kurulacağı ve kıdem tazminatı fonuna ilişkin kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14'üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı haklarının saklı olduğu belirtilmiştir. 1980 yılından beri kanunlarda kıdem tazminatı fonu kurulacağı yer almış olmasına rağmen bugüne kadar kıdem tazminatı fonu uygulamaya geçirilememiştir.
    
    İşçiler tazminat alabiliyor mu
    
    Adli ve idari makamlara intikal eden iş uyuşmazlıklarının başında kıdem tazminatı alacakları gelmektedir. Bu olguda bize kıdem tazminatının ödenmesi konusunda çalışma hayatında bir sorunun olduğunu göstermektedir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25'inci maddesinin ikinci bendinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık hallerinden birisini işleyen işçi kıdem tazminatı alamamaktadır. Örneğin bir ayda kabul edilebilir mazereti olmadan 3 iş günü işe gelmeyen ya da işyerinde bir başka işçi ile sataşan işçinin iş sözleşmesi kıdem tazminatı ödenmeden fesh edilebilmektedir. Düşünün 10 yıl bir işyerinde çalışan işçi yukarıdaki iki fiilden birini işlediğinde bir kuruş bile kıdem tazminatı alamamaktadır. Dolayısı ile 10 yıllık çalışmanın karşılığı kıdem tazminatı örneğimizde de olduğu gibi üç gün işe gelmemeye feda edilmemelidir.

    Kıdem tazminatının işçilere ödenememesinin bir başka nedeni ise işverenlerin iflas etmesidir. İşçiler kıdem tazminatlarını almak üzere işveren aleyhine dava açmakta ve davayı kazanmakta ancak işverenin iflas etmesi (ödenecek para olmaması) nedeniyle kıdem tazminatlarını alamamaktadırlar.
    
    Çalışma hayatına etkisi
    Kıdem tazminatı fonun kurulması çalışma hayatına istikrar getirecektir. Bazı işyerlerinde kıdem tazminatı ödememek için bir yılını doldurmadan işçiler işten çıkarılmaktadır. Bazı işyerlerinde işçiler değişik grup şirketlerinde bir yıldan az süreli çalıştırılarak kıdem tazminatına hak kazanmaları engellenmektedir. Ayrıca bazı işyerlerinde işçilerin kıdem tazminatına hak kazanmaları için bir yılı doldurmalarının engellenmesi amacıyla işçiler kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Örneğin bir işyerinde 15 ay ara vermeden çalışan işçinin kayıtlı çalıştığı süre 15 ay gösterilme yerine işçinin kıdem tazminatına hak kazanmaması için 11 ay gösterilmektedir. Fonun kurulması durumunda bu tür uygulamalar da ortadan kalkacaktır.

    Fonun kurulması işverenler yönünden toplu bir maliyet unsurunu da ortadan kaldıracaktır. Örneğin küçük ve orta ölçekli bir işyerinde 10 yıldan beri çalışan 5 işçinin emeklilik nedeni ile işten ayrıldığını varsayarsak, işverenin bu işçilere toplu ödeme yapması gerekeceğinden bu da işyerinin ekonomik durumunu olumsuz olarak etkileyecektir.
    
    Nasıl bir fon kurulmalı
    İşçilerin mevcut haklarını geriye götürmeyecek, makul bir prim ödeme süresinin öngör üldüğü, yönetiminde devlet, işçi ve işveren kesiminin bulunduğu, özerk bir yapı oluşturulmalıdır. Prim ödeme konusunda tarafları mağdur etmeyecek bir oran belirlenmelidir.

    Ülkemiz gerçeklerini göz önüne aldığımızda kıdem tazminatı hakkını garanti altına almanın en makul yollarından biri kıdem tazminatı fonunun kurulmasıdır. Fonun kurulması ile birlikte idari makamlara yapılan kıdem tazminatı inceleme başvuruları, iş mahk emelerine açılan kıdem tazminatı davaları da ortadan kalkacak böylece binlerce işçinin mağduriyeti kendiliğinden sonuçlandırılmış olacaktır. Kıdem tazminatına yönelik olarak yapılacak düzenlemelerin tüm kesimleri mutlu edecek bir yapıda olmasına özen gösterilerek çalışma hayatının ahengi korunmalıdır.  
    
    "Arif Temur; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi"

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=123934&KTG_KOD=480