Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Kartı Amerikalılar, affı biz icat ettik (18.06.09) PDF Yazdır e-Posta
18 Haziran 2009

    Önümüzdeki beş yıl içinde kredi kartında yeni bir yeniden yapılandırma daha görmek mümkün. Çünkü hükümet kalıcı deği, kozmetik bir adım attı. İstihdam yaratamayan ya da gelir düzeyini artıramayan hükümet, faturayı bankacılık kesimine kesiyor.
    
    Asfaltı 1924'de batılılar bulmuş, asfalta yamayı ise 1974 yılında biz Türkler. Son günlerdeki kredi kartı haberlerine bakınca bir internet sitesinde gördüğüm bu bilgi aklıma geldi. Doğru olmayabilir ama bazı şeyleri anlatmaya yetiyor. Aynı şekilde kredi kartını da 1920'lerde Amerikalılar bulmuş, kredi kartı borçlarının affını ya da yeniden yapılandırılmasını ise 2000'li yıllarda biz Türkler icat etmişiz.

    Kredi kartını bulan Amerikalılar bunu bir ödeme aracı olarak icat etmişler. Durmamışlar, "Olur da bir borçlanma aracına ihtiyacınız olursa bunun için de hadi tüketici kredileri, ihtiyaç kredileri diye bir şey daha icat edelim" demişler. Ödeme kartı olan kredi kartını bir borçlanma aracı olarak kullanmayı da biz icat etmişiz.
    
    Hükümet eliyle rahatlama
    Birinci sonuç: 874.000 kişinin başı borçlarını ödeyemedikleri için bankalarla belada. İkinci sonuç ise daha önce de olduğu gibi hükümet eliyle getirilen bir rahatlatma.

    Türkiye en son 2006 yılında kredi kart borçlularına "bir kolaylık" yapmıştı. O zaman 1 milyon kişinin kart borçları nedeniyle zor durumda oldukları yazılıp çiziliyordu. Milletvekilleri konuyu meclise getirdiler, gazeteler birinci sayfalarına taşıdılar. Sonuçta beklenen adım atıldı. Yeniden yapılandırmadan yararlanmak için 150.000 kişi başvurdu. Geri kalan büyük çoğunluk herhalde yeniden yapılandırmayla bile iflah olabilecek durumda değillerdi. Sanırım doğrudan bir af istiyorlardı.
    
    Başvuru sınırlı kalacak
    Bu tip yeniden yapılandırmalar büyük ölçüde kozmetik adımlardır. Kalıcı hiçbir çözüm getirmezler. Ama kalıcı bir zararları vardır: O da ödememe alışkanlığını teşvik etmeleridir. Çok büyük bir ihtimalle gelecek beş yıl içinde yeni bir yeniden yapılandırma daha göreceğiz. Hükümete düşen kuralları koymak ve denetimi yapmaktır. Eğer kuralın üzerinde kredi kartı limiti veren ya da yanlış uygulama yapan banka varsa gidip o bankadan hesap sormaktır.

    Ben bu yeniden yapılandırmaya da başvurunun sınırlı olacağını sanıyorum. Reel gelir düzeyi düşmüş, bankalardan ihtiyaç kredisi alma imkanı kalmamış kişiler kredi kartları yoluyla durumu idare etmeye çalışıyorlar. Bu kişilere istihdam yaratamayan ya da gelir düzeyini artıramayan Hükümet, faturayı bankacılık kesimine kesiyor. Bankalar alacaklarının bir bölümünden vazgeçiyor, bu kişilere anlık bir rahatlama getiriliyor. Ancak sorunlu kişilerin gelir-gider yapısındaki dengesizlik devam ediyor.
    
    Köklü değil kozmetik adım

    Bu nedenle bu hafta açıklanan yeniden yapılandırma kozmetik bir adımdır. Kart borçlarını ödeyemeyen yaklaşık yüzde 10'luk bir kesime ancak anlık rahatlama getirir. Bir anlamda krizde bile kârlarını artırabilen bankalardan sayıları sınırlı olan bu kesime bir kaynak aktarımı yapılıyor. Çünkü kamu zoruyla alacaklarının bir bölümünden vazgeçen bankalar bunu bilançolarına eksi kalem olarak yansıtacaklar. Bu tür kaynak aktarımları siyasi bir karardır. Her hükümetin bu tip tasarruflarda bulunma yetkisi vardır. Ancak esas sorunu çözmeye yetecek bir adım değildir. Esas sorun hala radikal çözüm bekliyor.

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=124412