Av.Ali YÜKSEL/Av.Cihan AVCI - Personelin eğitiminde geçen sürenin çalışma süresinden sayılmaması (23.06.09) |
|
|
|
23 Haziran 2009 |
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/6044 E. 2007/15197 K. ve 15.05.2007 tarihli kararında işveren tarafından, işçinin bilgi ve performansını arttırıcı mahiyette düzenlenen toplantıların çalışma süresinden sayılıp sayılmayacağını değerlendirmiştir. Karar özellikle, çalışma süresinin içerisine hangi faaliyetlerin girdiği, bu doğrultuda fazla çalışma iddialarının ne şekilde değerlendirilmesi gerektiği ve nihayet iş sağlığı ve güvenliği eğitimi ile bilgi ve performans arttırıcı toplantı arasındaki farkları ortaya koyması yönünden çok büyük önem arz etmektedir.
İncelememize konu kararda, davacı, fazla çalışma talebi ile dava ikame etmiştir. Yerel mahkeme davacı yanın talep ve iddialarını kabul ederek, hesaplanan miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
Yerel mahkemenin kararı davalı şirket vekilince süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Yapılan temyiz başvurusu üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi usul ve yasaya uygun bulduğu yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Yerel mahkeme; davacı işçinin işverence şehir dışında yılda 3-4 defa düzenlenen toplantılara eğitim amaçlı olarak katıldığı gerekçesiyle bu süreye karşılık olmak üzere haftada 1 saat fazla çalışma ücreti hesaplamıştır. Yargıtay; davacı işçinin belirtilen süre içinde fiilen çalışmadığını ve işverene belirtilen anlamda bir fayda sağlamadığını belirterek, davacının bilgi ve performansını arttırma amacıyla yapılan bu tür toplantılarda geçen sürenin, fazla çalışma olarak değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir.
Yargıtay'ın bu kararında özellikle üzerinde durulması gereken en önemli nokta hangi toplantı, seminer ve eğitimlerin işçinin bilgi ve performansını arttırmaya yönelik olduğudur. Bunun tespitinin önem arz etmesinin altında, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik eğitimlerde geçen sürenin çalışma süresi içerisinde değerlendirilmesi gerçeği vardır. Şu halde iş sağılığı ve güvenliği eğitimi ile işçinin bilgi ve performansını arttırıcı eğitim kavramlarının içinin doldurulması gerekmektedir. Bu iki birbirine yakın kavramı ayırırken eğitimin amacına bakmak uygun olacaktır. Eğer eğitimin amacı 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili mevzuatında sayılan iş sağlığı ve güvenliği mükellefiyeti mahiyetinde olan eğitim çalışması ise burada geçen sürenin çalışma süresinden sayılması gerekecektir. Ancak yapılan eğitim, iş sağlığı ve güvenliği düzleminde olmayıp, işçiye yeni bir program, sistem, organizasyon tanıtımı ve oryantasyonuna ilişkin olursa işte o durumda yapılan eğitimi işçinin bilgi ve performansını arttırıcı eğitim olarak kabul etmek mümkün olacaktır. İşveren açısından bu ayrımı ve ispatı sağlamanın en kolay yolu yapılan her türlü eğitimden önce eğitimin konusunun, gündeminin işçilere tebliğ edilmesi, eğitimde verilen notların saklanması ve eğitimden sonraki değerlendirme ve sınavlara dair kayıtların arşivlenmesidir. Bu sayede yapılan çalışmanın amacı, bir diğer deyişle iş sağlığı güvenliği eğitimi mi yoksa işçinin bilgi ve performansının arttırılmasına yönelik bir eğitim mi olduğu net şekilde görülecektir.
http://www.dunyagazetesi.com.tr/yazar.asp?authId=117
|