Bu faiz oranlarıyla konut, Türkiye'nin kurtuluşu olamaz |
![]() |
![]() |
![]() |
03 Ekim 2007 | |
ABD'nin “en iyi” ekonomik tahmin yapan ekonomisti olarak tanınan The Conference Board Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomisti Gail Fosler, mevcut faiz oranlarıyla konutun, Türkiye'nin kurtuluşu olamayacağını belirterek, “Konuta bağlı muazzam bir ekonomik gelişme olabilir ama bunu Türkiye'nin dış borç açığından kurtuluşu olarak görmüyorum. Özür dilerim ama konuta olan talebin azalacağını düşünüyorum” dedi.
Dünyanın önde gelen üst düzey yöneticilerinin üye olduğu, 90 yılı aşkın süredir iş dünyasına yönelik eğilimleri değerlendiren, araştırmalar yapan ve öngörülerde bulunan global sivil toplum kuruluşu The Conference Board temsilcileri, Eczacıbaşı Topluluğu'nun ev sahipliğinde, Türkiye'deki iş adamları ve bazı gazetecilerle bir araya geldi. Ekonominin son 6-7 yıllık geçmişi düşünüldüğünde, bu dönemin çok önemli bir disiplin ve çalkantılar dönemi olacağı yönünde mesaj veren Fosler, “Son birkaç aydır piyasalarda meydana gelen çalkantılar tesadüfi değildir ve kolayca ortadan kalkmayacaktır” görüşünü aktardı. Fosler, Türkiye'nin fevkalade etkileyici bir büyüme içinde bulunduğunu ifade ederek, bunun en önemli göstergesinin daha verimli ve rekabetçi bir ekonomiye geçiş olduğunu söyledi. Verimliliğin önemine dikkat çeken Fosler, bundan sonraki görevin istihdamın hızını artırmak olduğunu, bunu yaparken de verimlilikten taviz verilmemesi gerektiğini vurguladı. Fosler, küresel ekonomi açısından içinde bulunulan dönemin riskli olduğuna işaret ederek, “Önümüzdeki birkaç yıl fevkalade yüksek riskin olacağı bir dönem olacak” görüşünü dile getirdi. Ağustos ayında menkul kıymetler piyasalarında yaşanan en alt noktanın, yıl içindeki en düşük oranlardan 5 puan daha yüksekte olduğuna işaret eden Fosler, “ABD ekonomisinin bağışıklık sistemi zayıflamıştır, ama tamamen çökmemiştir. Birtakım riskler var ama resesyon bunlardan biri değil” diye konuştu. Fosler, ABD tüketici güven endeksine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Eylül ayındaki rakamı görünce dünyanın sonu gelmiş gibi düşünebilirsiniz. Ancak Katrina Kasırgası'na olan tepki Ağustos ayındaki finansal çalkantılardan çok daha etkili olmuştur” dedi. Finansal sektörün finansal olmayan sektörden ayrılmış durumda olduğunu, bunun Avrupa'da da aynı şekilde geliştiğini aktaran Fosler, “Çünkü finansal olmayan sektör çok daha başarılı. Önümüzdeki yıllarda finansal sektör küresel olarak küçülecek ve bu da alışık olmadığımız bir türbülansa neden olacak” görüşünü dile getirdi. Çin'in istihdamın her şey olduğu ekonomiyle mutlak bir büyümeye geçtiğini aktaran Fosler, “Çin, aslında sürdürülemez bir büyüme içinde. Buna, neredeyse ölüm spirali bile denebilir. Muazzam bir verimlilik var, ama hükümet ekonomiyi sürekli itekliyor” görüşünü aktardı. Fosler, Türkiye'nin rekabet gücünün yüksek olduğuna işaret ederek, rekabetin dışında verimliliğinde önemli olduğunu vurguladı. Türkiye'de çok yüksek bir işsizlik oranı olduğuna değinen Fosler, Türkiye'de mali çalkantıların daha sık yaşanacağı, büyük servetlerin kazanılamayacağı ve büyük risklerle karşılaşılacağı bir dönem içinde bulunulduğunu anlattı. Avrupa'da konut sektörünün çılgınca geliştiğini, İspanya'da konuta olan ilginin hiç düşmeyeceğinin düşünüldüğünü, ancak böyle sonuçlanmadığını anlatan Fosler, “Siz, konutun Türk iç ekonomisindeki rolüne daha fazla odaklanmalısınız. Konut, ona bağlı sektörleri olumlu etkileyecektir. Muazzam bir ekonomik gelişme olabilir, ama bunu Türkiye'nin dış borç açığından kurtuluşu olarak görmüyorum. Özür dilerim ama konuta olan talebin azalacağını düşünüyorum” görüşünü aktardı. “Türkiye ekonomisi ve ülkedeki finansal fırsatları nasıl gördüğüne” ilişkin bir soru üzerine de Gail Fosler, “Türkiye, diğer gelişmekte olan menkul kıymetler piyasası içinde, evet, yeni bir dünya. Küresel büyüme gelecekte daha fazla olacak çünkü yepyeni bir piyasa yapılanması görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Fosler, finansal bir şokla karşılaşıldığında yakındaki varlıklarla bir iletim etkisi olduğu görüşünü dile getirerek, öncelikle subprime piyasada bir çöküş yaşanacağını söyledi. Çin'deki likiditeyi de “balon” ve “sabun köpüğü” olarak değerlendiren Fosler, Çin'de 57 trilyon yuan mevduat olduğunu, Merkez Bankası faizlerinin yüksek seyrettiğini, yatırımların kısıtlanmaya çalışıldığını, ancak işletmelerin kendi yatırımlarını finanse edebildiklerini anlattı. Fosler, “Ve bu mevduat, bankacılık sektörü içinde artmaya devam ediyor. Olayın nasıl sona ereceğini bilmiyorum. Conference Board Başkanı değil tanrı olsam bilemem. Ama sona erecek mi, erecek...” diye konuştu. http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/7411664.asp?gid=196&sz=18182
|