Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Av.Ali Yüksel - Av.Cihan AVCI - İşçinin 30 günlük ücreti ile karşılanamayacak şekilde zarar vermesi halinde haklı nedenle fesih - 2 (30.06.09) PDF Yazdır e-Posta
30 Haziran 2009

Dünkü yazımızda başladığımız işçinin 30 günlük ücreti ile karşılanamayacak şekilde işverene verdiği zarar nedeni ile yapılacak haklı nedenle fesihlerde uygulanacak usül ve kriterlere dair incelememize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bugünkü yazımızda 30 günlük ücretin hangi tarihteki ücret olacağı, işçinin zararı ödemesinin fesih hakkına etkisi, 30 günlük ücreti aşan zarar nedenine dayalı haklı nedenle feshe ilişkin hak düşürücü sürelerin ne zaman başlayacağı ve ne zaman son bulacağı, yerel mahkemelerin bu şekilde zarar nedenine dayalı fesih iddiasının bulunduğu davalarda hangi esaslara göre karar vermesi gerektiği hususlarında açıklamalar yapılacaktır. Son olarak da bu karardan çıkartılması gereken sonuçlar sayılmaya çalışılacaktır. İncelediğimiz Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında 30 günlük ücretle karşılanamayacak zararın varlığı halinde hangi tarihteki ücretin dikkate alınması gerektiği de açıkça gösterilmiştir. Bu husus çok büyük önem arz etmektedir. Gerçekten de zararın ortaya çıktığı tarih ile fesih tarihi arasında ücret değişmiş olabilir. Hatta zararın oluşumuna neden olan olay tarihi ile zararın belirlendiği tarih bile farklı olabilir. Yargıtay bu durumda fesih hakkının kullanıldığı tarihte işçinin almakta olduğu ücretin esas alınarak değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir. Yargıtay'ın bu hususta da işçi lehine yorum ilkesi ile değerlendirme yaptığı görülmektedir.

Yargıtay kararında değinilen bir diğer husus ise zararın işçi tarafından derhal ödenmesinin, işverenin fesih hakkını ortadan kaldırmayacağıdır. Yargıtay bu konudaki değerlendirmesinde, doğan zararın işçinin 30 günlük brüt ücretini aşması halinde işverenin haklı fesih sebebinin doğacağını ve işçinin zararı derhal ödemesinin, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmayacağını belirtmiştir. Bu noktada işveren tarafından zarar tutarının işçiden talep edilmemiş olması da fesih hakkını sükût ettirmeyecektir.

Yargıtayın incelediğimiz kararı işçinin 30 günlük brüt ücretini aşacak şekilde verdiği zararlardan kaynaklanan fesihlerde hak düşürücü sürelerin ne şekilde dikkate alınacağını da açıklamıştır. Buna göre 4857 sayılı İş Kanunu'nun 26. maddesi yönünden 1 yıllık hak düşürücü süre zarara neden olan olayın oluşumundan başlayacaktır. Ancak 6 işgünlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle başlayacaktır. Gerçekten de zarar miktarının belirlenmesi bazen uzun zaman alabilmektedir. Ancak bunun beklenmesi hükmün doğası gereğidir. Çünkü fesih hakkının doğmuş olup olmadığı tespit edilecek zararla, ücretin karşılaştırılması suretiyle tespit edilebilecektir.

Davaya konu somut olayda davacı işçi işyerine ait transmikseri devirerek maddi hasara sebebiyet vermiştir. Yerel mahkeme ise davacının zararının doğuşunda kusurlu olup olmadığını irdelemeden davanın kabulüne karar vermiştir. Yargıtay ise yapılması gerekenin aracın zarar görmesinde davacı işçiye atfedilecek kusurun bulunup bulunmadığının uzman bilirkişilerce tespit edilmesi olduğunu vurgulamış ve yerel mahkeme kararını bozmuştur. Yerel mahkeme önüne gelen bu davada davacının kusurunu, zararın miktarını tespit etmeli ve buna göre tespit ettiği zararı ücretle karşılaştırmalı, buna göre feshin haklılığını değerlendirmelidir.

http://www.dunyagazetesi.com.tr/yazar.asp?authId=117