Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
VARLIK BARIŞI SÜRESİ UZATILDI PDF Yazdır e-Posta
09 Temmuz 2009

Image

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Varlık Barışı Yasasının 30 Eylül' e kadar uzatılması ile ilgili Kanun Teklifini onayladı

Hatırlanacağı üzere, gerçek ve tüzel kişilerce sahip olunan para, döviz, altın, hisse senedi, tahvil ve diğer menkul kıymetlerin Türkiye’ye getirilmesi, taşınmazların kayda alınması suretiyle milli ekonomiye kazandırılması, sahip olunan söz konusu menkul kıymetlerin banka ve aracı kurumlara yada vergi dairelerine bildirilmek ve cüz’i bir oranda vergi ödenmek suretiyle kayda alınması ve yapılan bu beyanlardan hareketle inceleme ve soruşturma yapılmaması amaçlarıyla hazırlanan 5811 sayılı “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun” 22 Kasım 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yürürlük maddesi uyarınca bütün hükümleri aynı tarihte yürürlüğe girmiştir.

Daha sonra Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanarak 6 Aralık 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 1 seri numaralı “5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğ” ile yasal düzenleme ile ilgili açıklamalar yapılmıştır.

Bu kez TBMM Genel Kurulu’nun 25 Haziran 2009 tarihli oturumunda kabul edilen 5917 Sayılı “Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Eklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” ile kısaca Varlık Barışı Kanunu olarak adlandırılan 5811 Sayılı Kanunun uygulama süresinin uzatıldığı ve bazı yeni hükümlerin eklendiği görülmektedir.

Bu sirkülerimizde ise 5917 Sayılı Kanunun 44. 45. ve 46. maddeleri ile 5811 Sayılı “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun”da yapılan değişiklikler ile ilgili açıklamalar ile uygulama hakkında hatırlatmalar yapılacaktır.

I. Yurtiçi ve yurtdışı varlıkların bildirim ve beyanı

A. Uygulama esasları

- 5917 Sayılı Kanunun 44. maddesi ile 5811 sayılı “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun”un 3. maddesinde (1. 2. ve 7. fıkralar) yer alan yurtiçi ve yurtdışı varlıkların bildirim ve beyanına ilişkin süreler yeniden belirlenmektedir. Buna göre gerçek veya tüzel kişilerin, 1 Haziran 2009 tarihi itibarıyla yurtdışında veya yurtiçinde sahip oldukları ve işletme kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlarının TL cinsinden rayiç bedelleri, 30 Eylül 2009 tarihine kadar beyan edilebilecektir. Yurtdışı varlıkların rayiç bedellerinin banka veya aracı kuruma bildirilmesi veya vergi dairelerine beyan edilmesi mümkünken, yurtiçi varlıkların ise sadece vergi dairesine beyanı söz konusu olabilecektir.

- Varlık barışı kapsamına girecek varlıklar döviz, altın, hisse senedi, tahvil-bono gibi menkul kıymetler ile diğer sermaye piyasası araçları ve taşınmazlardır. Bunların dışında kalan kıymetler, örneğin; taşıt araçlarının, alacakların, mal veya cihazların uygulama kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

- Vergi daireleri tarafından; beyan edilen yurtdışı varlıkların değeri üzerinden % 2, yurtiçi varlıkların değeri üzerinden % 5 oranında vergi tarh edilecektir. Bu verginin tarhiyatın yapıldığı ayın sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir. Banka ve aracı kurumların ise kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak % 2 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın 15. günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan etmeleri ve aynı sürede ödemeleri gerekmektedir.

- Ödenen vergiler (% 2, % 5) gider yazılamayacak ve başka vergilerden mahsup edilemeyecektir.

- Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, beyan ettikleri yurtiçi varlıklar dolayısıyla özel fona kaydettikleri tutarları 6 ay içerisinde sermayeye ilave etmek zorundadırlar.

- Yukarıdaki şekilde bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle, 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemesi ve tarhiyat yapılamayacağına ilişkin hükümde bir değişiklik yapılmamıştır. Ancak diğer nedenlerle bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu kanun kapsamında beyan edilen tutarların mahsubuna ilişkin hüküm değiştirilmiştir.

Buna göre, bu Kanun kapsamında beyan edilen tutarlar, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla yukarıdaki şekilde tespit edilen matrah farkından mahsup edilebilecektir. Bu hüküm ile mahsup işleminin yapılabilmesi için hesaplanan vergilerin ödenme şartı getirilmiş olmaktadır.

Yeni getirilen hüküm ile indirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarının nasıl tespit edileceği de belirlenmektedir. Buna göre indirimi reddedilen KDV’ye ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedel olacaktır. Şu kadar ki, indirimi reddedilen vergiye ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde mahsup edilecek matrah tutarı, %18 KDV oranı dikkate alınarak hesaplanacaktır.

- 5917 Sayılı Kanun ile 5811 Sayılı Kanuna eklenen geçici 4. madde hükmü uyarınca, yeni getirilen değişiklikler ve süre uzatımı sonucu beyanda bulunanlardan, 19 Haziran 2009 tarihinden sonra haklarında vergi incelemesine başlanmış olanlar hakkında tespit edilen 2008 öncesi dönemlere ait olan gelir, kurumlar ve katma değer vergisi matrah farklarından, bu uygulama kapsamında beyan edilen tutarlar mahsup edilebilecektir. Bu mahsup işleminden haklarında 19 Haziran 2009 tarihinden önce vergi incelemesine başlanmış olanlar yararlanamayacaklardır.

- Döviz cinsinden varlıklar beyan tarihinde geçerli olan Merkez Bankası döviz alış kurundan, diğer varlıklar ise rayiç bedelleri üzerinden dikkate alınacaktır. Rayiç bedel tanım olarak bir kıymetin normal alım satım değerini ifade etmektedir (VUK, Md.266). Beyan sırasında rayiç bedelin tespitine yönelik herhangi bir sınırlama konulmamış veya belgeleme gibi bir şart öngörülmemiştir, ancak prensip olarak tutarın gerçek durumu yansıtması gerekmektedir. Bu çerçevede mükellefler tarafından belirlenecek tutarın rayiç bedel olarak beyan edilebilecektir.

B. Yetki

5917 sayılı Kanunun 45. maddesi ile 5811 Sayılı “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun”un 4. maddesine eklenen hüküm ile Bakanlar Kurulu’na yurtiçi ve yurtdışı varlıkların beyan ve bildirimi için belirlenen süreleri, izleyen üçüncü ayın sonuna kadar uzatma yetkisi verilmektedir.

C. Eski Kanuna göre yapılan bildirim ve beyanlara ilişkin uygulama

5917 Sayılı Kanun ile 5811 Sayılı “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun”a eklenen geçici 4. maddenin 2. fıkrasında, yurtiçi ve yurtdışındaki varlıkların eski uygulama kapsamında bildirim ve beyanı ile tarhiyat ve mahsubuna ilişkin olarak, 5917 Sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önceki hükümlerin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir. Ancak, uygulamadan yararlanılabilmesi için 22 Kasım 2008 tarihi ile 2 Mart 2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar nedeniyle tahakkuk eden verilerin ödenmesi şartı getirilmektedir.

Buna göre süresinde ödenmeyen söz konusu vergilerin, 30 Eylül 2009 tarihine kadar gecikme zammıyla birlikte ödenmesi halinde, Kanunun 3. maddesinin 5. fıkrasında yer alan inceleme dışı kalma ve diğer incelemeler dolayısıyla tespit edilen matrah farkından mahsup imkanından yararlanılabilecektir. Aksi durumda beyan edilen varlıkların 5. fıkra kapsamında vergi incelemeleri kapsamı dışında kalması veya bu tutarların diğer nedenler dolayısıyla incelemelerde bulunan matrah farkından mahsubu mümkün olmayacaktır.

II. Yurtdışı iştiraklerden elde edilen kazançlara ilişkin istisna

- 5917 Sayılı Kanunun 46. maddesi ile 5811 Sayılı “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun”a geçici 3. madde eklenmiştir. Bu hüküm uyarınca, tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların, 1 Mayıs 2009-31 Aralık 2009 tarihleri arasında yurtdışındaki iştirak hisselerinden elde ettikleri temettü gelirleri ve bu iştirak hisselerinin satışından elde ettikleri kazançları ile yurtdışındaki şubelerinden sağladıkları kazançlar 28 Şubat 2010 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla gelir ve kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır.

- Geçici 3. madde uyarınca ayrıca, yurtdışında bulunan iştiraklerin 1 Kasım 2009-31 Aralık 2009 tarihleri arasında tasfiye edilmesinden doğan kazançlar, 31 Aralık 2009 tarihine kadar Türkiye’ ye transfer edilmiş olması kaydıyla gelir ve kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır.

III. Yürürlük

5917 Sayılı Kanunun yürürlük maddesinde yukarıdaki maddelerin Resmi Gazete’de yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükmü yer almaktadır. E&Y

 

 

 

 

 

 

Bir makale

Yürürlük süresi biten uygulamaya göre yurtdışında bulunan ve kayıtlarda yer almayan bazı varlıklar yurtiçine getiriliyor ve beyan ediliyordu. Yine yurtiçinde bulunan ve kayıtlarda yer almayan aynı tür varlıklar da beyan edilerek kayıt altına alınabiliyordu. Bu uygulamanın maliyeti ise yurtdışından getirilen varlıklar için %2, yurtiçindeki varlıklar için %5 oranında vergi ödemesiydi.

Bu uygulamanın mükellefleri cezbeden belki de en önemli fonksiyonu, olası vergi incelemelerinde ortaya çıkabilecek matrah farklarından beyan edilen varlıkların değerinin düşülmesi imkânı idi. Bir nevi bu uygulamadan yararlanan mükellefler, vergi incelemelerine karşı sigortalarını yaptırmış olmaktaydılar. Örneğin 1.000.000 TL kayıt dışı bir varlık beyan eden bir mükellef, 1.000.000 TL'lik matrah farkı çıkması durumunda herhangi bir vergi cezası ile karşılaşmayacak.

Varlık barışı uygulamasının uygulama süresinin bitmesine doğru çok fazla talep gelmiş; ancak bu uygulamadan yararlanmak istediği halde yararlanamayan ve belki de pişman olan epey mükellef ortaya çıkmıştı. TBMM'de kabul edilen 5917 sayılı kanun ile Varlık Barışı uygulaması tekrar canlandırıldı.

İşte yeni Varlık Barışı Yasası'nın uygulama esasları.

1- Uygulama/bildirim süresi:

Yeni düzenlemeye göre Varlık Barışı'ndan yararlanmada son gün 30 Eylül 2009.

Buna göre, gerçek veya tüzel kişilerce, 1/6/2009 tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurtdışında bulunan;

- Para

- Altın

- Döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları

- Varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar

30/09/2009 (30 Eylül) tarihine kadar YTL cinsinden rayiç bedelle banka veya aracı kuruma bildirilebilecek ya da vergi dairelerine beyan edilebilecek.

2- Ödeme süresi:

Vergi dairelerine gerek yurtiçi gerekse yurtdışında bulunan varlıklar için bir beyanda bulunulduğunda, beyan edilen değerin %5'i oranında vergi tarh edilecek ve bu vergi tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecek.

Banka ve aracı kurumlara bildirim yapılmışsa bu kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %2 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edip aynı sürede ödeyecekler.

3- Beyan edilen varlıklarla ilgili inceleme yapılmayacak:

Eski uygulamada olduğu gibi, beyan edilen varlıklar nedeniyle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak.

4- Mükelleflere müjde: Beyan edilen değerler, indirimi reddedilen KDV'den mahsup edilebilecek:

Mükellefleri belki de yeni uygulamada en çok mutlu eden yenilik bu olsa gerek! Eski uygulamada 2008 öncesi dönemlere ilişkin vergi incelemelerinde bulunan matrah farklarından, beyan edilen varlıkların değeri mahsup edilebiliyordu. Bu uygulama, Varlık Barışı'ndan yararlanan mükelleflere, bir nevi vergi incelemesi sigortası sağlıyordu.

Ancak vergi incelemelerinde, teknik adıyla "matrah farkı" değil de indirimi reddedilen bir KDV durumu ortaya çıktığında bu mahsup yapılamıyordu. Örneğin bir vergi incelemesinde tespit edilen bir faturada yer alan KDV, fatura sahte olduğu gerekçesiyle indirim konusu olmaktan çıkartılırsa, beyan edilen varlıkların değeri bu KDV reddiyatından mahsup edilemiyordu.

Yeni uygulama ile indirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup imkânı getirildi. Buna göre indirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedel olacak

İndirimi reddedilen vergiye ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde mahsup edilecek matrah tutarı, %18 KDV oranı dikkate alınarak hesaplanacak.

Böylece bilmeden sahte belge kullanımlarında olduğu gibi, KDV indirimi reddedilen mükellefler de, bu reddiyatlardan Varlık Barışı kapsamında beyan ettikleri varlıkların değerini düşebilecekler. Mesela

100.000 TL'lik sahte faturayı bilmeden kullanan mükellefler, 100.000 TL varlık beyanında bulunmuşlar ise, yapılacak mahsup sonucu 18.000 TL'lik KDV ödemekten kurtulacaklar.

Ancak 5917 sayılı kanunla getirilen yeni düzenlemelere göre beyanda bulunanlardan 19/6/2009 (19 Haziran 2009) tarihinden önce haklarında vergi incelemelerine başlanmış olanlar, bu incelemelerle ilgili olarak mahsup imkanından yararlanamayacaklar.

5- Mahsuptan yararlanmak ödeme şartına bağlı:


Mahsuptan yararlanmanın önemli bir şartı, beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %2 veya %5 olarak tarh edilecek vergilerin ödenmiş olması. Bu vergiyi ödemeyenler mahsup imkânından yararlanamayacaklar.

22/11/2008 tarihi ile 2/3/2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar nedeniyle tahakkuk eden ve süresinde ödenmeyen vergiler 30/9/2009 tarihine kadar gecikme zammıyla birlikte ödenmezse, mahsup imkanından gene yararlanılamayacak.

6- Önceki uygulamaya göre yapılan bildirimler ve tarhiyatlarda eski hükümler uygulanacak:

Yeni uygulama ile yapılan değişikliklerden önce yapılan bildirim ve beyanlar ile tarhiyat ve mahsuba ilişkin olarak, 5811 sayılı Kanunun değişiklik yapılmadan önceki hükümleri uygulanacak. Dolayısıyla önceki dönemlerde beyan edilen varlıklarla ilgili olarak, 2008 öncesi dönemlere ilişkin vergi incelemelerinde KDV indirimi reddiyatı için mahsup imkânı geçerli olmayacak.

7- Varlık Barışı'nda bir daha süre uzatımı olabilir mi?

5917 sayılı kanun ile Bakanlar Kurulu'na bildirim ve beyan sürelerini, 30 Eylül 2009 tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar uzatmaya yetki verildi. Dolayısıyla Bakanlar Kurulu isterse, bir defaya mahsus olmak üzere, Varlık Barışı uygulama süresini 2009 sonuna kadar uzatabilir.

http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/73513-yeni-varlik-barisi-ve-mukelleflere-mujde-ismail-kokbulut-makalesi.aspx

varlık Barışı Kanunu