Vergi gelirlerindeki düşme hükümeti yeni önlemler almaya zorlamakta. Özellikle seçim döneminde yapılan harcamaların sıkıntıları her gün biraz daha kendisini hissettirmeye başladı. Bu amaçla 2008 gelirlerinde düşünülen 4-5 milyar YTL artış için adı en fazla gündeme gelen vergi ise özel tüketim vergisidir. ÖTV artışı konusunda ise şimdilik tütün ve alkolün ilk sırada yer aldığı söylenmektedir. Bu iki alandan özellikle tütün ön plana çıkmaktadır. Vergi sisteminde bir yandan kurumlar vergisinin indirilmesi, bazı konularda KDV indirimine gidilmesi gibi olumlu adımlar atılırken diğer yandan çeşitli vergilerde artışlarla bütçe dengelerinin korunması gibi olumsuz uygulamalar sistemin daha da bozulmasına yol açmaktadır. Gelir vergisi ve Vergi Usul Kanunu'nda yapılan çalışmalarla sistemdeki olumsuzlukların düzeltilmesi amaçlanırken ÖTV artışı gibi günü kurtaran fakat uzun vadedeki olumsuzlukları gözardı edilen politikalar yapılan çalışmaları da yıpratmaktadır.

Bazı hususların altının çizilmesinde fayda bulunmaktadır. Vergi gelirlerindeki bu düşüşün sebebini herhangi bir vergi indirimi ile izah etmek doğru değildir. Vergide indirim yanlış olmamasına rağmen bunu destekleyici politikaların eksikliği sanki bu indirimler sebebiyle gelir kaybı yaşandığı izlenimi yaratmaktadır. Özellikle KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerde yapılan indirimler uzun vadede dolaylı-dolaysız vergi dengesi bakımından olumludur. Fakat ülkemizde dolaysız vergiler alanında gerekli hamlelerin yapılmaması, dolaylı vergilere yüklenilmesine neden olmakta, bu da uzun vadede vergi sisteminde zaafiyetlere yol açmaktadır. Vergi gelirlerindeki azalma da bu zaafiyetlerin bir sonucudur. 2007 senesinin ilk sekiz ayının rakamları yıl sonu hedefleri bakımından tedirginlik yaratacak noktadadır. Fakat sadece vergilerin artırılması ve vergi sisteminde kalıcı düzenleme ve önlemlere gidilmemesi bu tür sıkıntıların ileride yeniden yaşanmasına yol açacaktır.

2008 senesi başından itibaren bir yandan vergi indirimlerine gidilirken diğer yandan yeni vergi artışları getirilmesi oluşturulmaya çalışılan havayı bozmaktadır. 2007 senesinin bitimine az bir süre kalmıştır. Bütçe çalışmalarının tamamlanmasıyla hükümetin vergi konularındaki, hareket imkânı da daralacaktır. Bununla birlikte 2009 bütçe yılına ve vergi dönemine hazırlık olmak amacıyla sürmekte olan vergi kanunlarının yeniden yazılması çalışmaları tamamlanmalıdır. Gelir ve Vergi Usul Kanunu çalışmalarının sene başına yetiştirilmesi zor görünmektedir. Özellikle TTK hükümlerinin netleşmemesi sıkıntı yaratmaktadır. Bu kapsamda:

' Eğer TTK tasarısı 2007 senesi içerisinde kanunlaşmayacaksa bu durumda vergi kanunlarının yeniden yazılması da ciddi sorunlar yaratacağından 2008 senesinde bu kanunlaştırma hareketleri birlikte tamamlanarak ve 2009'dan başlamak üzere kanunlaşmalıdır. Kurumlar Vergisi Kanunu ile ilgili mevzuat eksiklikleri ve tebliğ sıkıntılarının giderilmesi yanında Borçlar Kanunu çalışmalarının da bitirilmesi gerekmektedir.

' Kayıtdışılığın önlenmesi konusunda düşünülen çalışmalardan hiç değilse bir kısmına başlanmalıdır. Bu kapsamda vergiler bakımından denetim sistemi ve vergi cezaları ile mükellef hakları düzenlemeleri devreye sokulmalıdır. Vergi cezaları çalışmalarında Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirilerek problemli hususlar giderilmelidir. Bir başka ifade ile Maliye Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı birlikte hareket etmelidir.

' Vergi güvenli önlemleri konusu bir an önce devreye sokulmalı, asgari geçim indirimi bir kere daha gözden geçirilerek adaletsizlikler giderilmelidir. Toplumda belge düzeninin yerleştirilmesi konusunda acil çözümler üretilmelidir.

Vergi gelirlerindeki düşüşe birçok sebep bulunabilir. Önemli olan hangi şart mevcut olursa olsun sıkıntı yaratmayacak bir çözüm üretmektir. Bunların ipuçları bugüne kadar yazdıklarımızda vardır. Ama çarenin vergi artışı olmadığı açıktır

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=330153&dept_id=80