Varlık Barışı' na 2008 dahil edilmedi |
24 Ağustos 2009 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Varlık Barışında süreyi uzatan 5917 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemelerle ilgili olarak yayımlanan Genel Tebliğde yer alan açıklamalar
12.08.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 3 seri no.lu Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğ ile 25.06.2009 tarihli ve 5917 sayılı Kanun’la varlık barışıyla ilgili olarak yapılan düzenlemeler hakkında açıklamalar yapılmıştır. 5917 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemelere ilişkin açıklamalara, 10.07.2009 tarih ve 53 sayılı Vergi Bültenimizde yer verilmiş olup, aşağıda 3 seri no.lu Genel Tebliğde yer alan açıklamalar doğrultusunda varlık barışı ve bazı yurt dışı kazançlara ilişkin istisna uygulamasında son durum özetlenecektir. 1. Varlık Barışı Uygulamasında Son Durum a) Yurt Dışında Bulunan Varlıklarla İlgili Uygulama Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’un 5917 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde yer alan hükme göre, 01.06.2009 tarihi itibariyle sahip olunan ve yurt dışında bulunan; § Para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların, 10.07.2009- 30.09.2009 tarihileri arasında rayiç bedelle banka veya aracı kuruma bildirilmesi veya vergi dairesine beyan edilmesi, § Para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının bildirim veya beyanın yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka veya aracı kurumda açılacak bir hesaba transfer edilmesi, § Beyan edilen değerler üzerinden % 2 oranında vergi ödenmesi, öngörülmektedir. Vergi dairesine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden % 2 oranındaki vergi, vergi dairesince tarh edilecektir. Banka ve aracı kurumlara bildirilen varlıklara ilişkin olarak ise banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak % 2 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın onbeşinci günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulundukları vergi dairesine beyan edecek ve aynı sürede ödemeyi yapacaklardır. b) Yurt İçinde Bulunan Varlıklarla İlgili Uygulama Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’un 5917 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde yer alan hükme göre, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak 01.06.2009 tarihi itibariyle defter kayıtlarında yer almayan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların § 10.07.2009- 30.09.2009 tarihileri arasında rayiç bedelle vergi dairesine beyan edilmesi, § Defter tutan mükelleflerce defterlere, taşınmazlar dışındaki varlıkların banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırılmak suretiyle kaydedilerek pasifte özel bir fon hesabı açılması, § Fon tutarının beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye eklenmesi, § Beyan edilen değerler üzerinden % 5 oranında vergi ödenmesi, öngörülmektedir. c) Varlıkların Kayda Alınmasının Sonuçları Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’da yapılan düzenlemelere göre; § Yukarıda belirtildiği şekilde bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle 01.01.2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacak, § Diğer nedenlerle 19.06.2009 tarihinden sonra başlayan 01.01.2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu Kanun kapsamında beyan edilen tutarlar, bu tutarlara ilişkin olarak tarh edilen verginin ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek tarhiyat yapılacaktır. Buna göre, 01.01.2008 tarihi öncesi dönemlere ilişkin bildirim veya beyan dışındaki başka nedenlerden dolayı yapılacak vergi incelemeleriyle ilgili olarak yapılacak uygulama aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:
Tahakkuk eden vergilerin vadesinde ödenmemesi sağlanan avantajı ortadan kaldırmakta, buna karşılık tahakkuk eden vergi ve hesaplanacak gecikme zammının takip ve tahsiline engel oluşturmamaktadır. Öte yandan, 5811 sayılı Kanun’a eklenen geçici 4. maddenin ikinci fıkrasına göre, 22.11.2008 – 02.03.2009 döneminde yapılan bildirim veya beyanlar nedeniyle tahakkuk eden ve süresinde ödenmeyen vergilerin 30.09.2009 tarihine kadar gecikme zammıyla birlikte ödenmemesi halinde, Kanun’un 3. maddesinin beşinci fıkrasına göre mahsup imkânından yararlanılması mümkün değildir. d) Vergi Farkları ve Diğer Vergilerin Durumu i) 22.11.2008-02.03.2009 dönemi bildirim veya beyanlarında vergi farklarının durumu 5917 sayılı Kanun’la 5811 sayılı Kanun’a eklenen geçici 4. maddenin ikinci fıkrasında, Kanun’un 3. maddesinde yapılan değişikliklerden önce Kanun hükümlerine göre yapılan bildirim veya beyanlar ile tarhiyat ve mahsuba ilişkin olarak Kanun’un değişiklik yapılmadan önceki hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca, Kanun kapsamında bildirim veya beyan dışındaki herhangi bir nedenle, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra 01.01.2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak vergi incelemesi yapılması halinde, 22.11.2008 - 02.03.2009 dönenminde yapılan bildirim veya beyanlar hakkında mahsup uygulaması gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farklarıyla sınırlıdır. Dolayısıyla, söz konusu dönemdeki gelir, kurumlar ve katma değer vergisine ilişkin vergi farkları matrah farkına ilişkin mahsup kapsamında değildir. ii) 10.07.2009-30.09.2009 dönemi bildirim veya beyanlarında indirimi reddedilen katma değer vergisinin durumu 5917 sayılı Kanun’la 5811 sayılı Kanun’un 3. maddesinin beşinci fıkrasında yapılan değişiklikle, Kanun kapsamında bildirim veya beyan dışındaki herhangi bir nedenle, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra 01.01.2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak vergi incelemesi yapılması halinde, gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farklarının yanı sıra indirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin matrahtan, 10.07.2009 tarihinden sonra bildirilen veya beyan edilen tutarlar mahsup edilebilecektir. İndirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedel olarak dikkate alınarak mahsup uygulaması yapılacaktır. Diğer nedenlerle yapılan vergi incelemelerinde katma değer vergisi indirimin reddi halinde, 5917 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler öncesinde yapılmış olan bildirim veya beyanlar nedeniyle bir mahsup uygulaması söz konusu değildir. Ancak, 22.11.2008-02.03.2009 tarihleri arasında beyanda bulunanların süre uzatımı çerçevesinde yeni bir bildirim veya beyanda bulunmaları halinde, yeni beyan edilen tutarların indirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin matrahtan mahsubu mümkündür. iii) Diğer vergi ve cezalar ile haksız iadeden kaynaklanan tarhiyatların durumu Yasal düzenlemeler çerçevesinde; § Haksız iadeden kaynaklanan tarhiyatlar § Gelir, kurumlar ve katma değer vergisi dışındaki diğer vergilere yönelik inceleme ve tarhiyatlar § Usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezaları matrah farkına ilişkin mahsup uygulaması kapsamında değildir. e) Varlıkların Kayda Alınmasının Sonuçlarından Yararlanamayacaklar Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin yedinci fıkrasında yapılan düzenlemeye göre; § Yurt dışı varlıklarla ilgili olarak bildirildiği veya beyan edildiği halde; - 01.06.2009 tarihi itibariyle yurt dışında bulunduğu kanaat verici belge ile tevsik edilemeyen, - Bildirim veya beyanın yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde Türkiye’ye getirilmeyen, - Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmeyen para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları dolayısıyla, § Yurt içi varlıklarla ilgili olarak, beyanda bulunulduğu halde bilanço esasına göre defter tutmayan mükelleflerce söz konusu varlıklara ilişkin tutarların banka ve aracı kurumlara yatırılmaması, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce ise süresi içinde sermaye artırımında bulunulmaması hallerinde, Önceki bölümlerde belirtilen vergi incelemelerine ilişkin hükümden yararlanılamayacaktır. f) Varlıkların Kayda Alınmasının Diğer Bazı Kanunlar Kapsamında Yapılacak İnceleme, Soruşturma ve Kovuşturmalara Etkisi Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’da; § 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun, § 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (47. maddenin (A) fıkrası hariç), § 4458 sayılı Gümrük Kanunu, § 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, § Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen suçlar veya kabahatler, § Yukarıdaki suçlardan kaynaklanan mal varlığı değerleriyle ilgili olarak Türk Ceza Kanunu’nun 282. maddesinde gösterilen suç, yönünden soruşturma veya kovuşturma yapılmayacağına ve idari para cezası uygulanmayacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle Kanun’dan yararlananlar hakkında, yukarıda sayılan kanunlarla ilgili soruşturma ve kovuşturma yapılması mümkündür. g) Diğer Konular Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’da yapılan düzenlemelere göre; § Kanun uygulaması kapsamında bildirilen veya beyan edilen değerler üzerinden tarh edilen vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenir. § Kanun uygulaması kapsamında ödenen vergi gider yazılamaz ve başka bir vergiden mahsup edilemez. § Beyan edilen varlıklarla ilgili olarak Vergi Usul Kanunu’nun amortismanlara ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmez. 2. Yurt Dışı Kazanç İstisnalarında Son Durum Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesiyle, tam mükellefiyete tabi kişi ve kurumların; § Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde edilen iştirak kazançları, § Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumların iştirak hisselerinin satışından doğan kazançları, § Yurt dışında bulunan işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla elde edilen kazançlar, 31.12.2009 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmek şartıyla gelir ve kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur. 5917 sayılı Kanun’la, 5811 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde herhangi bir değişiklik yapılmamış, bu Kanun’a eklenen geçici 3. maddeyle, yurt dışı bazı kazançlarla ilgili yeni bir düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenlemeye göre, tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların 01.05.2009-31.12.2009 tarihleri arasında; § Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin satışından doğan kazançları, § Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları, § Yurt dışında bulunan işyeri ve daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançları, 28.02.2010 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi kaydıyla gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. Düzenlemeye göre ayrıca, tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumların 01.11.2009-31.12.2009 tarihleri arasında tasfiyesinden doğan kazançları, 31.12.2009 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması kaydıyla gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır. Görüldüğü üzere, bazı yurt dışı kazançlarla ilgili istisna uygulaması özünde bir değişiklik yapılmadan, sadece sürelere ilişkin değişiklikler yapılarak uzatılmış olmaktadır. 5811 sayılı Kanun’un geçici 1 ve geçici 3. maddelerinde yer alan istisna düzenlemeleri aşağıdaki Tabloda özetlenmiştir:
§ Yukarıdaki Tablo 5811 sayılı Kanun’da yer alan hükümler çerçevesinde hazırlanmıştır. Çeşitli yurt dışı kazançları için Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan istisnalar dikkate alınmamıştır. § TABLO’da bazı kavramlar kısaltılarak kullanılmış olup, yukarıda ilgili bölümlerde yer alan açıklamalara dikkat edilmelidir. § Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliği (Seri No: 3) Mehmet Özdoğru - Varlık Barışı mı ! Vergi Affı mı ! pwc |