16.06.2009 tarihli ve 5904 sayılı Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan değişikliklere ilişkin açıklamalar.
13 .08.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 4 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğiyle, 16.06.2009 tarihli ve 5904 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikler hakkında açıklamalar yapılmıştır.
5904 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemelere ilişkin ayrıntılı açıklamalara, 18.06.2009 tarih ve 46 sayılı, 03.07.2009 tarih ve 50 sayılı Vergi Bültenlerimizde yer verilmiş olup, aşağıda 4 seri no.lu Genel Tebliğde yer alan açıklamalara ilişkin özet bilgilere verilecektir.
1. Kızılay’a Yapılan Bağışların Kurum Kazancından İndirimi
5904 sayılı Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (f) bendi yle, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından , Türkiye Kızılay Derneğine makbuz karşılığı yapılan nakdî bağış veya yardımların tamamının , Kanun ’ un yürürlük tarihinden itibaren kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilmesine olanak sağlanmıştır.
Bu değişiklik sonucu;
- Türkiye Kızılay Derneğine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış veya yardımların tamamı , Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-f maddesi çerçevesinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebil ecek,
- Türkiye Kızılay Derneği kamu yararına çalışan dernek statüsünde olduğundan , makbuz karşılığı yapılan ayni bağış veya yardımların % 5’i, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-c maddesi çerçevesinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilecek,
- Derneğin iktisadi işletmelerine yapılan bağış ve yardımların kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi ise mümkün olmayacaktır.
2. Yükseköğretim Kurumlarına Yapılacak Bağış ve Yardımların Kurum Kazancından İndirimi
Yüksek Öğretim Kanunu’nun 56. maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerine yapılan nakdî bağış ve yardımların tamamının , beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilmesi mümkünken, 5904 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle , bu kurumlara yapılan aynî bağış ve yardımların da tamamının , kurum kazancından indirilebilmesine olanak sağlanmıştır.
Bu çerçevede, 03.07.3009 tarihinden itibaren , üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerine yapılan ayni ve nakdî bağış ve yardımların tamamının , beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilmesi mümkündür.
3. Tasfiye Edilen Şirketlerde Vergi ve Cezalarda Sorumluluk
Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş kurumların, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak yapılacak tarhiyat ve kesilecek vergi cezalarının , müteselsil sorumlu olmak üzere ;
- Tasfiye dönemi için tasfiye memurları ndan herhangi biri adına,
- Tasfiye öncesi dönemleri için kanuni temsilciler den herhangi biri adına,
yapılacağı öngörülmektedir.
Ayrıca, Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 6. maddeyle, daha önce kesilen ceza ve yapılan tarhiyatlara, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak tasfiye memurları ile kanuni temsilcilerin sorumluluklarını düzenleyen 17. maddenin dokuzuncu fıkrası hükümlerinin uygulanmaması öngörülmüştür.
Yapılan düzenlemeyle ayrıca, limited şirket ortaklarının, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak kamu alacaklarından, şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olmaları öngörülmüştür.
Düzenleme 03.07.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
4. Bölünme İşlemlerinde Hisse Devri
5904 sayılı Kanun’la 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 404. maddesine eklenen fıkra ile Türk Ticaret Kanunu’nun ayın karşılığı olan hisse senetlerinin şirketin tescilinden itibaren iki yıl geçmeden başkalarına devri yasağının, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19. maddesine göre yapılacak bölünmelerde uygulanmaması öngörülmüştür.
Bu düzenleme daha önce 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 30. maddesinde yer alırken, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda korunmamıştır. Bölünme işlemlerini zaman zaman önleyebilen Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan sınırlama yeni 5904 sayılı Kanun’la kaldırılmıştır.
Düzenleme Kanun’un Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlüğe girecektir.
5. Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu Kapsamında Düzenlenen Ürün Senetlerinde Kazanç İstisnası
5904 sayılı Kanun’la Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 76. maddeyle, tarım ürünleri lisanslı depoculuk sisteminin teşvik edilmesi amacıyla, 5300 sayılı Kanun kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin alım-satımından elde edilen kazançların 31.12.2014 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmesi öngörülmüştür.
Tebliğde yapılan açıklamaya göre;
- Ürün senetleri tarım ürününün mülkiyetini ifade ettiğinden, ürün senedinin el değiştirmesine paralel olarak senette tanımlanan ürünün mülkiyeti de el değiştirmekte olduğu,
- Gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 /11. maddesi ve 164 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği çerçevesinde vergi kesintisi yapılmasının da söz konusu olmadığı,
belirtilmiştir.
Konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalar “Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu Kapsamındaki Faaliyetlerinin Vergilendirilmesi” başlıklı 24.07.2009 tarih ve 2009/55 sayılı Vergi Bülteninde yapılmıştır.
6. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerde (KOBİ) Birleşme
5094 sayılı Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddeyle, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) 31.12.2009 tarihine kadar yapacakları birleşme işlemlerine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. 4 seri no.lu Tebliğde yapılan açıklamalar doğrultusunda konu aşağıda yeniden özetlenecektir.
a) Düzenlemenin özeti
Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddeyle, madde kapsamında birleşen KOBİ tanımına uygun şirketlere iki ayrı vergi teşviki getirilmiştir.
Bu iki teşvik şunlardır:
- Birleşme kazançlarının kurumlar vergisinden müstesna tutulması
- Birleşme sonrası belli bir süre indirimli kurumlar vergisi oranı uygulaması.
b) KOBİ tanımı
Kanun’da KOBİ;
- Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde kurulmuş olan,
- 2008 yılının Aralık ayına ilişkin olarak verilen sigorta bildirgesine göre 10 - 250 işçi çalıştıran,
- 2008 hesap döneminin sonu itibarıyla yıllık net satışlar toplamı 25 milyon lirayı geçmeyen veya aktif toplamı 25 milyon liradan az olan,
ticari işletmeler olarak tanımlanmıştır.
Bu tanım çerçevesinde;
- 2008 Aralık ayına ilişkin olarak verilen sigorta bildirgesine göre 10’dan az veya 250’den fazla işçi çalıştıran işletmeler ,
- 2008 hesap döneminin sonu itibarıyla yıllık net satışlar veya net aktif toplamı 25 milyon TL’den fazla olan işletmeler,
- 01.01. 2009 tarihinden sonra kurulan işletmeler ,
KOBİ tanımı kapsamına girmemektedir.
c) Düzenleme kapsamında yapılabilecek birleşmeler
Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddesinde yer alan düzenlemeye göre vergisiz birleşme olanağından yararlanabilmek için;
- Birleşen (devralınan ve devralanlar dahil) şirketlerin KOBİ niteliğinde olması,
- Birleşme neticesinde bir sermaye şirketinin kurulmuş olması veya devralan şirketin bir sermaye şirketi olması
gerekmektedir.
Birleşme işlemi sonucunda kurulacak yeni sermaye şirketi ile devralan şirketin birleşme işleminden sonra KOBİ şartlarını taşıyıp taşımadığının bir önemi bulunmamaktadır.
d) KOBİ birleşmelerinde kurumlar vergisi istisnası uygulaması
da) İstisnanın Tanımı ve Niteliği
Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. madde hükmü ile KOBİ’lerin 31.12.2009 tarihine kadar, bir sonraki bölümde belirtilen koşullar çerçevesinde birleşmeleri halinde, bu birleşmeden doğan kazançların kurumlar vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere 5904 sayılı Kanun’la KOBİ birleşmeleri için getirilen teşvik bir kazanç istisnasıdır.
db) İstisna Koşulları
Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. madde hükmü ile getirilen istisnadan yararlanılması aşağıdaki koşullar çerçevesinde mümkündür:
i) 31.12.2009 Tarihine Kadar Birleşme Koşulu ve Birleşme Tarihi
Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. madde ile düzenlenen istisna sadece 31.12.2009 tarihine kadar yapılan birleşmeler için söz konusudur.
Türk Ticaret Kanununa göre aksine bir belirleme olmadıkça hukuki durum tescille birlikte hüküm ifade etmektedir. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 20. maddesinde ise şirket yetkili kurulunun devre ilişkin kararının Ticaret Sicilinde tescil edildiği tarih, devir tarihi olarak kabul edilmiştir.
Dolayısıyla, KOBİ birleşmesinin ticaret sicilinde tescil edildiği tarih, birleşme tarihidir ve KOBİ birleşmelerine yönelik olarak 31.12.2009 tarihine kadar yapılan tesciller geçici 5 . madde kapsamında değerlendirilir.
ii) Birleşme Kapsamında Kıymetlerin Bir Bütün Halinde Devri
KOBİ birleşmelerinde birleşme karının kurumlar vergisinden müstesna olması için, münfesih kurumun birleşme tarihindeki ;
- Sabit kıymetlerinin rayiç bedelle,
- Diğer kıymetlerinin ise Vergi Usul Kanunu’nun değerleme hükümlerine göre değerlemek suretiyle ,
bir bütün halinde birleşilen kurum tarafından devralınması ve bilanços una kaydedilmesi gerekmektedir.
Maddede geçen s abit kıymet ifadesi Tebliğde, Vergi Usul Kanunu’nun 313 . maddesi uyarınca amortisman mevzuunu oluşturan iktisadi kıymetler olarak tanımlanmıştır.
Dolayısıyla, gayrimenkuller , gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetler ile alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmleri sabit kıymet olarak dikkate alınacaktır. Buna göre, birleşen münfesih kurumun aktifinde görünen birleşme tarihindeki bu tür sabit kıymetler, rayiç bedelle birleşilen kuruma devredilecektir.
Münfesih kurumun sabit kıymetler dışındaki diğer kıymetleri ise Vergi Usul Kanunu’nun değerleme hükümlerine göre değerlemek suretiyle birleşilen kuruma devredilecektir.
iii) Birleşme İşleminden Doğan Kazançların Sermayeye Eklenmesi
KOBİ birleşmelerinde münfesih kurumda doğan birleşme kazançlarının birleşme tarihi itibarıyla birleşilen kurumun sermayesine eklenmesi gerekir.
Sermayeye eklenecek kazanç tutarı, birleşme nedeniyle kurumlar vergisinden istisna edilen kazanç tutarı ile aynı olmalıdır.
iv) Münfesih Kurumun Birleşilen Kurumun Vergiyle İlgili Ödevlerini Taahhüt Etmesi
KOBİ birleşmelerinde, birleşilen kurumun, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini, münfesih kurumun birleşme nedeniyle vereceği kurumlar vergisi beyannamesine ekli bir taahhütnameyle taahhüt etmesi gerekmektedir.
Buna göre, birleşilen kurum birleşen kurumun külli halefi haline gelmektedir. İster tahakkuk etmiş olsun isterse daha sonraki tarihlerde doğacak olsun birleşen kurumun bütün vergi borçlarından birleşilen kurum sorumlu olacaktır.
v) Asgari İstihdam
KOBİ birleşmelerinde, birleşme işlemi sonrasında birleşilen kurumda, üç yıl süreyle aylık ortalama bazda, birleşilen kurum ile münfesih kurum tarafından 01.04. 2009 tarihinden önce verilen son aya ilişkin sigorta bildirgelerine göre istihdam edilenlerin toplamından az olmamak üzere aylık istihdam sağlanması gerekmektedir.
Bu süre içinde herhangi bir ayda istihdam şartının sağlanamaması halinde, birleşmeden dolayı istisna uygulamasından yararlanılabilmesi mümkün olmayacaktır. İzleyen aylarda istihdam şartı yeniden sağlansa dahi geçici 5 . maddede yer alan teşviklerden yararlanılamayacaktır.
vi) Birleşme, Devir, Bölünme ve Hisse Değişimi Yasağı
Geçici 5 . madde ye göre, birleşilen kurumun; birleşme tarihinden itibaren indirimli kurumlar vergisi uygulamasının sona erdiği yılı izleyen üçüncü yılın sonuna kadar;
- 18 . ve 19 . maddelere göre birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemlerine tabi tutulmaması,
- Tasfiye edilmemesi,
- Sermaye azaltımında bulunmaması
gerekmektedir.
dc) İstisna Uygulamasıyla İlgili Diğer Konular
i) Birleşme Beyannamesinin Verilmesi
Münfesih kurumun birleşme tarihine kadar olan faaliyet kazançları ile birleşme kazançlarının yer aldığı beyannamenin, birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde münfesih kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilmesi gerekir.
Birleşme nedeniyle verilecek bu beyanname, münfesih kurum adına birleşilen kurum tarafından verilir. Beyannamenin ekinde ayrıca, birleşilen kurumun münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini belirten taahhütnamenin yer alması gerekmektedir.
ii) Birleşme Sonucu İnfisah Eden Kurumun Geçmiş Yıllar Zararlarının Mahsubu
Yapılan düzenlemeye göre, birleşen kurumların, birleşme tarihi itibariyle öz sermaye tutarını geçmeyen zararlarının, kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkündür. Birleşme işlemi nedeniyle zarar ortaya çıkması halinde, bu zararların birleşilen kurum tarafından mahsup edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Zarar mahsubu Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü çerçevesinde yapılacağından, KOBİ birleşmelerinde münfesih kurumun geçmiş yıllar zararlarının mahsubu için aşağıdaki koşullara uyulmuş olması gerekmektedir:
- Birleşen ve birleşilen kurumların son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerini kanunî süresinde vermiş olmaları,
- Birleşen kurumun faaliyetine birleşmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam edilmesi.
iii) Birleşme Sonrası Amortisman Uygulaması
Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddeyle, birleşme sonucunda devralınan amortismana tabi iktisadi kıymetler için, faydalı ömürleri dikkate alınarak, münfesih kurumdaki kayıtlı değerleri üzerinden kalan süre için amortisman ayrılması öngörülmüştür.
Görüldüğü üzere, vergisiz birleşmede, birleşme işleminden doğan kazanç kurumlar vergisinden müstesna tutulurken, yeni değerler üzerinden amortisman ayırma olanağı verilmemiştir.
iv) Devralınan Sabit Kıymetlerin Satışından Doğan Zararlar
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 5. maddesine göre, birleşmede devralınan varlıkların, devir bedelinden düşük bir bedelle satılması durumunda oluşan zararların, kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.
v) Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satış Kazancı İstisnası Uygulaması
KOBİ birleşmelerinde, birleşme suretiyle devralınan taşınmaz ve iştirak hisse lerinin indirimli kurumlar vergisi uygulanan hesap dönemleri içinde satışı halinde, ayrıca Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5 . maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi hükmün den yararlanılması mümkün değildir.
vi) Sadece Teşvik Amaçlı İşlemler
5904 sayılı Kanun’un TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında, Kanun’a eklenen geçici 2. maddeyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddenin uygulamasına ilişkin olarak, ilişkili şirketler arasında sadece teşviklerden yararlanmak amacıyla yapılan işlemlerin bulunması halinde, vergisiz birleşme ve indirimli kurumlar vergisi teşviklerden yararlanılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Geçici 5. maddeye konmayan bu hükmün, daha sonradan ortaya çıkan, düzenlemenin kötüye kullanıma yol açacağı endişeleri nedeniyle, ayrı bir geçici madde olarak Kanun’a konulduğu anlaşılmaktadır.
Birleşmenin sadece teşvik amaçlı olup olmadığının nasıl tespit edileceğine ilişkin Kanun’da objektif bir ölçüye yer verilmemiştir. Tebliğde, KOBİ birleşmelerine tanınan teşvikin amacının, KOBİ'lerin mali yapılarının güçlendirilmesi, ölçek verimliliğinin sağlanması, rekabet ortamına uyum kapasitelerinin geliştirilmesi ve istihdam düzeylerinin artırılması olduğu belirtilerek, bu amaçlar dışındaki birleşmelerin sadece vergi amaçlı işlemler olduğunun kabul edilmesi gerektiği üstü kapalı olarak vurgulanmıştır.
Tebliğde ifade edilen ölçülerin de kolay tespit edilebilir ve ispatlanabilir objektif ölçüler olmadığı açıktır. Vergisiz birleşme işleminin kabul edilmemesinin riskinin son derece büyük olması da dikkate alınarak, ilişkili KOBİ’ler arasında yapılacak birleşmelerde konunun işlem bazında iyi değerlendirilmesi, gerekli analizlerin ve dokümantasyonun yapılması ve risklerin işlem öncesinde test edilmesi bu çerçevede önemlidir.
e) KOBİ Birleşmelerinde İndirimli Kurumlar Vergisi Teşviki
Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddede yer alan bir başka hükümle;
- Birleşme nedeniyle infisah eden kurumun, birleşme tarihinde sona eren hesap döneminde elde ettiği kazançları ile
- Birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği hesap dönemi dahil olmak üzere, üç hesap döneminde elde ettiği kazançlara,
indirimli kurumlar vergisi uygulama olanağı getirilmiştir.
Düzenlemeyle Bakanlar Kuruluna, kapsamdaki işletmeleri aktif toplamlarına veya vergiye tabi matrahlarına göre farklılaştırmak suretiyle kurumlar vergisi oranını, % 75’e kadar indirimli uygulatma konusunda yetki verilmektedir.
Bakanlar Kurulunun bu yetkiyi kullanması durumunda, kapsamdaki kurumlar için geçerli olacak kurumlar vergisi oranı % 5’e kadar düşebilecektir.
f) KOBİ Birleşmelerinde Diğer Vergilerle İlgili Uygulama
Bu Bültenin konusu 4 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar olmakla birlikte, KOBİ birleşmeleriyle ilgili konu yu yakından ilgilendiren diğer bazı vergilerle ilgili konulara da konu bütünlüğünün bozulmaması açısından aşağıda yer verilmiştir.
i) KOBİ Birleşmelerinde Katma Değer Vergisi Uygulaması
Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddede, madde kapsamında yapılan birleşmelerin, Katma Değer Vergisi Kanunu bakımından, devir ve bölünme işlemleri gibi değerlendirilmesi öngörülmüştür.
Kapsamdaki birleşmelerin, Katma Değer Vergisi Kanunu bakımından, devir ve bölünme işlemleri gibi değerlendirilmesi hükmü;
- Birleşme işleminin katma değer vergisinden istisna olması,
- Birleşme sonunda infisah eden kurumca yüklenilen ve indirilemeyen vergi tutarının, birleşilen kurum tarafından indirilebilmesi,
anlamına gelmektedir.
ii) KOBİ Birleşmelerinde Harç Uygulaması
KOBİ birleşmelerinde kurumlar vergisi istisnası, indirimli kurumlar vergisi ve katma değer vergisi uygulamasını düzenleyen, 5904 sayılı Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddede, birleşmede harç uygulamasına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Öte yandan, Harçlar Kanunu’nun 123. maddesine göre; anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin birleşme nedeniyle yapacakları işlemler harçlardan müstesna tutulmuş olup, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 5. maddesi kapsamında yapılan birleşme işlemlerinde de bu istisna uygulanabilir. Bu çerçevede , başta münfesih kurumun birleşme nedeniyle birleşilen şirket adına tapuya tescil edilecek gayrimenkullerinin tescilinde tapu harcı ödenmeyecektir.
iii) KOBİ Birleşmelerinde Damga Vergisi Uygulaması
KOBİ birleşmelerinde kurumlar vergisi istisnası, indirimli kurumlar vergisi ve katma değer vergisi uygulamasını düzenleyen, 5904 sayılı Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 5. maddede, birleşme nedeniyle düzenlenen sözleşmelerin damga vergisi karşısındaki durumuna ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Öte yandan, Damga Vergisi Kanunu’na ekli (2) sayılı Tablonun IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar bölümünün 17. maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre yapılan birleşmeler nedeniyle düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesna tutulmuştur. Bu çerçevede, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 5. maddesi kapsamında yapılan birleşme işlemleri nedeniyle düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesnadır.pwc
İlgili Genel Tebliğ metnine aşağıdaki bağlantı yardımıyla ulaşabilirsiniz.
|