İnsan yaşamı itimada dayanıyor. Her şeyde, her aşamada bir belge düzenleyip karşı tarafın imzasını almıyoruz ama buradan çıkan sonuç şu: bazı olayları da belgeye dayandırmak gerekiyor. Çünkü iş kanununa göre haklı bir mazeret olmaksızın iş yerine gelmemenin belli bir sınırı var. Örneğimizdeki baldızınız 4 gün gelmemiş. Bu durum hizmet akdinin haklı nedenlerle feshini gerektiriyor. Yani kıdem tazminatını alamaz, ihbar tazminatı da alamaz. Buradan hareketle olay böyleyse, bir tutanak tutmuşlarsa; 1 gün, 2 gün, 3 gün, 4 gün ve bunda da ısrar ediyorlarsa, baldızınız da efendim gitti, amirine sordu, o izin verdi olayını ispat edemiyor ise, o zaman biraz önce belirttiğim tatsız durum olur. Buradan hareketle çalışanları ve çalıştıranları uyarmak istiyorum. Yıllık izne çıkarken bir dilekçeyle başvuruda bulunacaksınız, olur alacaksınız uygundur diye, onu bir tarafa koyacaksınız. Bu genellikle olmuyor biliyorum ama bakın neler oluyor. İkincisi işverenler de yıllık ücretli izin defteri tutmak zorundalar. Bu defteri de tutmazlar ise hem bunun idari para cezası var, hem de örneğin 5 yıl sonra çalışan diyebilir ki ben 5 yıldır izin kullanmadım. İzin paralarımı da istiyorum, yani izinli günümde geldim çalıştım. İşverenin hayır efendim izinde gitti diyebilmesi için izin defterinin olması ve onu ibraz etmesi gerekiyor. İşverenler siz de izin defteriniz yoksa izin defterinizi alın ve bundan sonra izin defterine yazdırın. Her iki taraf için de önemli.

http://www.tebkobitv.com/uzmanlar/sukru-kizilot/watch.asp?cid=3&id=3122&utm_source=newsletter&utm_medium=email&utm_campaign=yillik-izne-cikarken-nelere-dikkat-etmeli