2007 Küresel Ekonomik Suçlar Araştırması'na Türkiye'den katılan 105 şirketin yüzde 36'sı ekonomik suçla karşılaştıklarını belirtirken en çok işlenen suç, şirket varlıklarına yönelik hırsızlık ve zimmet oldu.
PWC'nin şirket aktiflerini zimmete geçirme, rüşvet ve yolsuzluk, muhasebe usulsüzlüğü, fikri ve sinai mülkiyet hakları ihlalleri ve kara para aklamayı dahil etiği 5 suçtan oluşan 'ekonomik suç' nedeniyle Türkiye'de yaşanan olay başına ortalama maddi kaybın 3.9 milyon dolar olduğunu saptandı. Bu rakam 2.4 milyon dolar olan dünya ortalamasından yüzde 63 ve 3.4 milyon dolar olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki miktarın da yüzde 15 üzerinde çıktı.

En yüksek kayıp Rusya'da

Ülkeler arasında olay başına en yüksek kayıp 12.5 milyon dolar ile Rusya'da, 9 milyon dolar ile Brezilya'da meydana geliyor. Türkiye 3.9 milyon dolarlık rakamla 40 ülke arasında vaka başına en yüksek kaybın gerçekleştiği üçüncü ülke oldu.
Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 59'u marka saygınlığının zarar görmesi ve pazar payı kaybı gibi dolaylı zararlar da gördüklerini belirtti.
Araştırma, Türkiye'de ekonomik suç işleyenlerin yüzde 43'ünün şirket çalışanı olduğunu ortaya koyuyor.

Türkiye'de göz yumuluyor

Ekonomik suçlar rastlantı veya denetimlerle ortaya çıkıyor. Türk şirketlerinin dörtte biri bünyelerinde iç denetim ve şirket güvenliği olduğunu belirtse de, araştırma sonuçları suçların yüzde 42'sinin 'ihbar' sonucu ya da tesadüfen ortaya çıkarıldığını gösteriyor.
Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde yüzde 25 olan bu oran dünya genelinde ise yüzde 34 düzeyinde.
Suçun ortaya çıkarılmasındaki en büyük etkenin, şirket içinden ya da dışından yapılan ihbarların olması birçok suçun ortaya çıkarılamamakta olduğunun göstergesi. Şirketlerin yüzde 37'si suçluya karşı hiçbir uygulamada bulunmuyor.

http://www.milliyet.com.tr/2007/10/17/ekonomi/eko06.html