Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Devlet vatandaşını kazıklar mı? PDF Yazdır e-Posta
18 Eylül 2009

Image

2006 yılında sosyal güvenlik kurumlarına olan prim borçlarının yapılandırılmasına dair bir kanun çıktı. Çıktı ama; SGK 'bileşik faiz' uygulamasına gittiği için vatandaş 4 kat fazla cezayla karşı karşıya kaldı. Yani SGK, kanunun önüne geçerek, kanunda yer almayan bir faiz alıyor. İşin farkına varıp dava açanlar, kazanıyor, fazla verdiği parayı faiziyle geri alıyor. Peki ya dava açmayanlar?

Kazıklamak deyimi son derece sevimsiz bir kavram. Hele bir devlet kurumunu böyle bir şeyle itham etmek çok ağır. Ama düşünüyorum taşınıyorum yapılan şeye başka bir anlam yükleyemiyorum.

Eğer bir devlet kurumu vatandaşın borcunu azaltmak için çıkarılmış bir kanunun uygulanmasında, kanunda öngörülenden yüksek bir faiz alırsa ve bunu sözlü yazılı her türlü uyarıya rağmen bile bile yaparsa bunun adı ne olur?

******

Hatırlayacaksınız, 2006 yılında sosyal güvenlik kurumlarına olan prim borçlarının yapılandırılmasına dair bir kanun çıktı. O zamanki adıyla Sosyal Sigortalar Kurumunun bu kanunun uygulanmasındaki bir yorumu tam anlamıyla vatandaşın kazıklanması sonucunu doğurdu.

Bu yanlışlığı hukuk ta tescil ettiği için artık resmen açıklayabiliyorum. Kurumun yaptığı haksızlığa isyan eden bir vatandaş dava açtı hakkını aldı. Ama devletine güvenen vatandaşlar yediği kazıkla kaldılar.

******

Bu kanuna göre 100 bin liranın altında prim aslı borcu bulunanların borçları, çok yüksek orandaki gecikme zammı yerine enflasyon oranlarına göre yeniden hesaplanarak; 100 bin liradan daha yüksek borcu olanlarda ise borçların yüzde seksen beş ile otuz oranında bir kısmı silinerek düşük faiz oranları ile takside bağlanıp yapılandırıldı.

Kanunla getirilen bu yeni hesaplama şekli, birikmiş borçlarda önemli azalışlar yaratıyordu ve bu nedenle bu yapılandırma kanunu büyük rağbet gördü. Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından yapılan açıklamaya göre altı yüz bin civarında borçlu başvuru yaptı ve kurumun tahsilatı yaklaşık 8,5 milyar lira civarında gerçekleşti.

******

O tarihlerde kanundan yararlanmak isteyen bir dostum benden yardım istedi. Dosyasını inceledim yaklaşık 28 bin lira borcu vardı. Bir hesap yaptım, yeni kanundan yararlandıklarında yaklaşık 50 bin lira gecikme faizi çıkıyordu. Yolunu yordamını anlattım başvuru yapmak üzere gittiler.

Ertesi gün dostum aradı. "Yahu, sen 50 bin lira faiz hesapladın, SSK 205 bin lira faiz istiyor. Bu ne biçim iş ?" diye haşladı beni.

Düşünebiliyor musunuz, iki hesap arasında tam dört kat fark var.

Kontrol ettim, benim hesabım doğru. Bilgisayar programlarında hata olabileceği düşüncesiyle Kurumun Ankara'daki bilgi işlem birimini aradım. Dakikalarca konuştuk. Bilgisayarlarımız üzerinden tekrar tekrar hesaplamalar yaptık. Aynı rakamı ben yazıyorum 50 bin lira faiz çıkıyor, o hesaplıyor 205 bin lira çıkıyor. Sonunda anladık ki hesap yöntemlerimiz oldukça farklı, SSK'nın programı bileşik faiz hesabı yapıyor.

"Bu bileşik faiz nereden çıktı, Kanunda böyle bir şey yok?" diye sordum yetkiliye. "Yapacak bir şey yok genelge böyle, biz de programı böyle hazırladık" diye cevap verdi.

Araştırdım gerçekten böyle bir genelge var. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 16-368 no.lu genelgesinde hesaplamaların "bileşik faiz" yöntemiyle yapılacağı yazıyor.

Oysa kanunda böyle bir şey yok hesaplamanın nasıl yapılacağı hiçbir yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde çok net olarak anlatılmış. Genelgedeki bileşik faiz uygulaması tamamen kanuna aykırı. Kanundaki tek bileşik faiz tanımı yapılandırmadan yararlanıp sonrasında borcunu ödemekte zorlananlar için getirilen kolaylıkla ilgili ama bunun da bizim konumuzla ilgilisi yok.

Yani Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı kanunun önüne geçmiş, kanunda yer almayan bir faiz istiyor.

******

Kurumun İzmir Bölge Müdürlüğü yetkilileri ile konuştuk bir çözüm alamadık. Herkes topu genelgeye atıyor ve üstelik genelgenin de arkasında duruyor. Çıldırmamak işten değil. Kanunun bu şekilde yorumlanmasını akıl almıyor.

Yapacak bir şeyimiz kalmadı, neredeyse kanundan yararlanma süresi dolacak ama biz bu hatayı kimseye anlatamıyoruz. Sonunda ihtirazı kayıtla kurumun istediği tutarı ödeyerek yapılandırmadan yararlandık ve bir ay içerisinde dava açtık.

Dava geçenlerde sonuçlandı. Yargı organları da kurumun yaptığı bileşik faiz hesabının kanuna aykırı olduğuna karar verdi. Davayı kazandık ve fazla ödediğimiz parayı geri aldık. Üstelik dostum faiz de alacak kurumdan.

Düşünebiliyor musunuz, prim aslı borcu sadece ve sadece 28 bin lira olan bir borçludan 150 bin lira hatalı ve fazla tahsilat yapılmış. Kim bilir çok yüksek borcu olanlar ne kadar fazla paralar ödediler?

Bu konuda başka bir örnek duymadım. Bizim yaptığımızı yapıp kurumun haksız hesap şeklini yargıya taşıyan var mı bilmiyorum. Ama bildiğim kadarı ile ödemeyi yapmış olanlar açısından bu saatten sonra yapılacak hiçbir şey yok. Yaptıkları fazla ödeme ile kalmış oldular.

İdari yargı ile ilgili düzenlemeler gereği ancak ihtirazı kayıt ile yapılan ödemeler hakkında dava açılabiliyor. Başka birisinin bu konuda dava açıp kazanmış olması size iade talep hakkı doğurmuyor.

Kurumun hesabına itiraz etmeden çıkan parayı ödemiş olanların bu paraları geri alabilmelerinin başka bir yolu varsa da ben bilmiyorum. Eğer böyle bir yol varsa hukukçu dostlarımız bu konuda gerekeni yapacaklardır.

İyi ki hukuk var.

 

http://www.gozlemgazetesi.com.tr/haberdetay.asp?ID=12768