KIRK yıl düşünseniz aklınıza gelmez.

En iyisi hemen açıklayalım.

Aynı sektörde faaliyette bulunan iki şirket var.

İkisine de aynı gün (yani 16 Haziran 2009’da), “vergi incelemesine alındıklarına dair” yazı gönderilip, 2006 yılı defter ve belgelerini ibraz etmeleri istenmiş.

(A) ŞİRKETİ

Yazı şirkete 18 Haziran 2009’da tebliğ edilmiş. Üç gün sonra da defter ve belgelerini ibraz etmişler.

Yapılan inceleme sonucu;

- 10 milyon TL “sahte fatura” kullandıkları tespit edilmiş.

- 2 milyon TL kurumlar vergisi, 6 milyon TL vergi ziyaı cezası kesilmiş. Gecikme faizi olan 1 milyon TL ile birlikte tutarı 9 milyon liraya ulaşmış.

- Ayrıca, 1.8 milyon TL KDV, 5.4 milyon TL vergi ziyaı cezası kesilmiş. Gecikme faizi olan 800 bin TL ile 8 milyon liraymış.

- Toplam vergi, ceza ve faiz 17 milyon lira olarak hesaplanmış.

(B) ŞİRKETİ

Vergi incelemesine aldıklarına dair yazı şirkete 19 Haziran 2009’da tebliğ edilmiş.   

Dört gün sonra defter ve belgelerini ibraz etmiştir.  

Yapılan inceleme sonucu;  

- 10 milyon TL “sahte fatura” kullandıkları tespit edilmiş.
- Buna göre kurumlar vergisi, KDV vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi olarak 17 milyon TL hesaplanmış.
      (B) şirketi, 5811 sayılı Varlık Barışı Kanunu uyarınca bankaya 10 milyon TL yatırıp, 500 bin TL vergi ödemiş.
      Böyle olunca yani 500 bin TL vergi ödeyince, 17 milyon TL’yi ödemekten kurtulmuş.

NİÇİN BÖYLE OLMUŞ?

Yasa böyle diyor da onun için.

5811 sayılı Kanun, 19 Haziran 2009’dan itibaren vergi incelemesine alınanlara “özel bir avantaj” sağlıyor.

Diyor ki “Bulunan matrah farkının yüzde 5’i kadar vergiyi öde, bulunan fark üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi, KDV, cezalar ve faizden kurtul”.

Evet bu kadar...

Başka vergi ve ceza yok!..

(A) şirketi mi?

O, 19 Haziran 2009’dan önce incelemeye alındığı için ona hiçbir avantaj yok.

Özetle, 10 milyon TL fark bulunan iki şirketten, biri 17 milyon TL ile muhatap olurken, diğeri 500 bin TL ödeyip kurtulacak.

Bu uygulama 19 Hazirandan itibaren incelemeye alınan tüm mükelleflere 30 Eylül 2009’a kadar (uzatılırsa Aralık ayı sonuna kadar) sürecek.

“Peki… 19 Haziran 2009’dan önce incelemeye alınanların suçu ne?” diye soracak olursanız, bunda da haklısınız ama sorunun muhatabı biz değiliz.

 Yurtdışındaki 10 bin  dolar da getirilecek mi?

 BİR okuyucumuz, 5 yıldır yurt dışındaki bir bankada 10 bin doları olduğunu belirterek soruyor;

“1- Yurt dışındaki 10 bin dolarımı getirmezsem ne olur?

2- Bu paranın, Türkiye’de ödenmesi gereken faiz vergisi kaç TL’dir?”

Hemen yanıtlayalım.
    

1) Yurtdışındaki 10 bin dolarınızı getirmezseniz, hiçbir şey olmaz.             

2) 10 bin dolarınıza yılda yüzde 1-2 faizin tutarı 100-200 dolardır.2005’te 800 TL, 2006’da 875 TL, 2007’de 900 TL, 2008’de 960, 2009’da da 1.070 TL’ye kadar olan yurtdışı faiz gelirlerinin, Türkiye’de beyanı gerekmiyor (GVK Md. 86/d). Sonuç olarak vergi yok.

Şu anda İsviçre dahil birçok ülkede dolara verilen faiz, yüzde 0.50 ya da 0.25. Bu faize göre, 100 bin doları olan birinin dahi, 2009 yılı faiz gelirini 2010’da beyanı gerekmiyor.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12490198.asp?yazarid=82&gid=61