Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Dava açıp çalışma gününü ispatlayandan prim istenemez PDF Yazdır e-Posta
03 Ekim 2009

Sigortasız günlerini İş Mahkemesi'nde dava açarak kazananların primlerini işverenlerinden tahsil etmesi gereken SGK (eski adıyla SSK), bu primleri gariban işçilere ödetmeye çalışıyor. Kendi görevini zamanında yapmayan SSK ile primini ödemeyen işverenin günahı işçiye yüklenmek isteniyor

SORU
1990 yılından beri sigortalıyım ve beni sigortasız çalıştıran işverenimi dava ettim. 1460 günümü dava ile kazandım ve SSK'ya bu günleri hizmetlerime eklesin diye başvurduğumda, davalık şirketin kapatıldığını, işverene ulaşamadıklarını, bu nedenle primleri benim ödemem gerektiğini söylediler. Ben de "Peki o zaman hesaplayın" dedim ama 17 bin lira olduğunu görünce ödeyemeyeceğimi anladım. Ben şimdi mahkemeyi kazandığım halde bu günlerimi dahil ettiremeyecek miyim? Zira, şu anda 2400 günüm var ve yüzde 46 özür raporuyla vergi indirim belgesi alıyorum. Bu hizmetlerle birlikte 3600 günü aşıp SSK'dan emekli olacağımı düşünüyordum. Şimdi emekli olamayacak mıyım?

CEVAP
Eski adıyla SSK yeni adıyla SGK'nın görevi, çalışan herkesin sigortalı çalışmasını temin etmek ve çalışanlar için de işverenden prim tahsil etmektir. İşverenlerin görevi de çalışanları SSK'ya bildirmek ve prim ödemektir. İşçilerin görevi de, işverenin emir ve talimatı altında çalışmaktır. Görüyorsunuz, işçilerin prim ödeme yükümlülüğü yasal olarak asla ve kata yoktur.

Hukuka uymamayı ve çalışanlara eziyet etmeyi seven SSK'nın artıklarından şu an SGK'da görev alanlar da, eski hastalıklı uygulamayı yasadışı bir şekilde bu çatı altında sürdürüyorlar.

Bakın, işveren prim ödemeyip görevini yapmamış, SSK görevini yapıp primleri tahsil edememiş ama hiçbir suçu olmayan işçiyi cezalandırıyor. Üstelik de bunu hukuka aykırı bir şekilde yapıyor. Normal şartlarda primlerin ödenip ödenmemesi işçinin görevi ve sorumluluğunda değil. SSK, bu yasadışı işlemi 25 Şubat 1982 tarihli 2952 sayılı genelgesiyle talimatlandırmış ve SSK müdürlüklerine göndermiştir. Bu genelge Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 13.04.1981 gün, Esas: 1981/608 ve No: 2253 sayılı kararına dayandırılıyor. Ancak dayanak olarak alınan mahkeme kararıyla genelgenin doğrudan bir alakası yok. Çünkü, genelgede bahsi geçen mahkeme kararı, kötü niyetli bir işçinin davranışlarıyla ilgili.

MAHKEMEYE VEREN KAZANIR

Eşekten düşenin halini eşekten düşen anlar misali sizin durumunuzda olup da hizmet tespit davasını kazandığı halde kendisinden ayrıca SSK tarafından prim istenenler de soluğu mahkemelerde alıyorlar. Mahkemeler ve Yargıtay'dan, eski SSK'nın genelgesinin tam tersi kararlar çıkmaktadır.

Mesela, Gaziantep İş Mahkemesi'nin 28.2.2006 tarih ve 1285-189 esas numaralı kararının temyizi sonrasında Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 2006/3797 esas ve 2006/13179 karar sayılı 27.11.2006 günlü kararına konu olayda; Gaziantep İş Mahkemesi'nin Yargıtay tarafından onanan kararıyla, işçinin 15.4.1989-30.9.1997 tarihleri arasındaki 5 yıl 5 ay 15 günlük (toplam 1965 gün) sigortalı çalışmalarının tespitine karar verildiği, davacının 22.4.2003 tarihli dilekçe ve mahkeme kararıyla tespiti yapılan sürenin sigortalılık süresine eklenmesini talep ettiği, kurumun işverenden primlerin tahsili için gerekli işlemleri yaptığı ancak tahsilini sağlayamadığını belirtip, mahkeme kararıyla tespit edilen süreye ait primler işverence ödenmediğinden emeklilik için gereken süreye dahil edilmeyeceğini, işveren primlerini işçinin ödemesini aynen sizde olduğu gibi bildirmiştir. İşçi de bunun üzerine yeniden İş Mahkemesi'ne gitmiştir.

Davacı işçi, yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiş, mahkeme ise sigortalı çalışmalarından bir kısmının hizmet tespiti davası yoluyla elde edildiğini ve bu hizmetlere ilişkin primlerin işveren tarafından kuruma yatırılmadığını, primleri tahsil edilemeyen sürenin sigortalılık süresine eklenemeyeceğini, dolayısıyla prim ödeme gün sayısı koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle istemi reddetmiştir. (Bugüne kadar kuruş prim ödememiş belediye ve resmi kurum işçileri nasıl emekli ediliyor sormak gerek.) Mahkemenin reddetmesi üzerine işçinin talebiyle temyize (Yargıtay'a) gidilmiştir.

YARGITAY'DAN SSK'YA DERS GİBİ KARAR ÇIKMIŞ


Yargıtay 21. Hukuk Dairesi olayı incelemiş ve en iyi şekilde karar vermiştir. Daire, "506 sayılı yasanın 79/10. maddesinde 'yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tespit edilmeyen sigortalıların çalışmalarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacaklarını ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının nazara alınacağı' belirtilmiştir. Yasada başka bir koşul öngörülmemiş olup, prim borçlarının ödenmesinden işverenler sorumlu olduğuna, ödenmeyen primlerin tahsil ve takibinden de kurum yetkili ve görevli bulunduğuna göre, yasanın öngördüğü şekilde çalışmaları bildirmeyen işveren ve çalışmayı tespit etmeyen kurumun bu davranışlarının sonucu sigortalıya yüklenmemelidir. Aksi bir düşünce, sigortalının hiçbir zaman yaşlılık aylığına ulaşamaması gibi bir sonucu da doğurabilir, bu da sosyal güvenlik ilkeleri ile bağdaşmaz" diyerek mahkemenin verdiği kararı bozmuştur.

ÖNCE EMEKLİLİK TALEBİNDE BULUNUN SONRA DAVA AÇIN

Elinizde bulunan, vergi indirim talebi ile SGK'ya emeklilik (tahsis talebi) için dilekçe verin. SGK, hizmet tespit davası ile kazandığınız günlerin primleri ödenmedi diye emeklilik talebinizi reddederse eğer, hemen en yakın İş Mahkemesi'nde emeklilik talebiniz için dava açın. Davayı kazanınca birikmiş aylıklarınızı da alırsınız. Zira, siz 1990 işe girişi, 3600 gün sayısı ve elinizde bulunan vergi indirim belgesi ile emekli olabilirsiniz.


http://www.haberturk.com/HTYazi.aspx?ID=4627