Vergi incelemeleri sonucu hesaplanan vergi ve cezaların tamamı üzerinden teminat istenilmesi ve yeterli teminat gösterilemediği durumlarda, "ihtiyati haciz" uygulanması, son zamanlarda çok sık tartışılıyor.
TEMİNAT İSTENİLMESİ
Belki duymuşsunuzdur, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında bir Kanun var. Bu Kanun’un dokuzuncu maddesine göre;
Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren durumlar ile kaçakçılık suçları ve cezaları ile ilgili durumlara temas eden bir vergi ve cezanın istenmesi için gerekli işlemlere başlanılmış olduğu takdirde, vergi inceleme elemanlarınca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen tutar üzerinden, vergi dairelerince teminat isteniyor.
ÖN RAPOR VEYA YAZI
Teminat istenilmesi ile ilgili yasa hükmü dikkatle incelendiğinde;
1) Vergi inceleme raporu tamamlanmadan önce, inceleme elemanınca yapılan ilk hesaplara göre, gerekçeli bir “ön rapor” ya da “yazı” hazırlanıp, vergi dairesine gönderildiği durumlarda “teminat istenebileceği”,
2) İlk hesaplara göre teminat istenmediği durumlarda, vergi inceleme raporu tamamlanıp, vergi ve ceza ihbarnameleri tebliğ edildikten sonra, “teminat istenemeyeceği”,
3) Vergi inceleme raporunda mükelleften teminat istenmesi talep edilmediği takdirde, vergi inceleme raporunda yer alan matrah farkı üzerinden hesaplanan vergi ve ceza tutarını esas almak suretiyle “vergi dairesinin kendiliğinden teminat isteyemeyeceği” açıkça gözükmektedir. Danıştay’ın kararına göre de; “Vergi ziyaı cezasını gerektiren tarhiyatlarda teminat istenebilmesi için inceleme elemanının talebi olmalıdır. Aksi yönde tesis edilen teminat isteme işlemi hukuka aykırıdır (Dn. 9.D., 28.01.2009 tarih ve E.2008/761, K.2009/236).
Bu nedenle, vergi inceleme raporu tamamlanıp ilgili vergi dairesine geldiğinde (daha önceden ilk hesaplara göre hazırlanmış gerekçeli bir ön rapor ya da gönderilen yazı yoksa), mükelleften vergi dairesince “vergi ziyaı cezası var” ya da “kaçakçılık suçu ve cezası var” diye teminat istenmesi, Kanun’un ilgili maddesine göre mümkün değil.
Vergi dairesi de “Efendim vergi dairesi müdürünün de inceleme yetkisi var” iddiasıyla “durumdan vazife çıkartıp” kendiliğinden teminat isteyemez. Nedenine gelince, vergi inceleme raporu vergi dairesine gönderildiğinde “ilk hesap aşaması” bitmiştir. Vergi dairesi müdürü rapora müdahale edip, raporda belirtilenin dışında hesaplama yapamaz, raporu değiştiremez. Vergi dairesinin teminat isteyebilmesi için, inceleme elemanının bu yönde bir ön raporu ve talebi olması gerekir. Nitekim yasada yer alan “yetkili makamlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat istenilir” ifadesinden, bir “ilk hesap” ardından da “ikinci hesap” bulunması gerektiği net olarak anlaşılmaktadır.
Nitekim Danıştay’ın görüşü de bu yöndedir.
HACİZ VE YÜRÜTMEYİ DURDURMA
Belli edilen sürede teminat veya kefil gösterilmediği ya da şahsi kefalet teklifi veya gösterilen kefil kabul edilmezse, “ihtiyati haciz” uygulanması yoluna gidilir. Haklarında, ihtiyati haciz uygulananlar, 7 gün içinde vergi mahkemesine dava açarak itiraz edebilirler.
Teminat istenilmesinde ya da ihtiyati haciz uygulamasında;
1) Açık olarak hukuka aykırı bir durum varsa,
2) Telafisi imkansız bir zarar doğacaksa,
“yürütmeyi durdurma” talebi ile vergi mahkemesinde işlemin iptali davası açılabilir.
Danıştay’ın bir kararına göre; teminat istenilmesini gerektiren durumlar mevcut değilse, ihtiyati haciz işleminin iptali gerekir (Dn. 28 Ocak 2009 tarih ve E.2008/2299, K.2009/237).
Yürütmeyi durdurma, her aşamada ve birden fazla talep edilebilir.
Danıştay ne diyor
DANIŞTAY diyor ki; “Teminat İsteme ve İhtiyati Haciz Ancak İnceleme Devam Ederken Uygulanabilir”
“...6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 13. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendinde; 9. madde gereğince teminat istenmesini mucip hallerin varlığı halinde ihtiyati haciz kararı alınacağı, 9. maddede ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359. maddede sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanması halinde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği öngörülmüştür.
Yukarıda yer alan yasal düzenlemelere göre, ancak vergi incelemesinin devam ettiği durumlarda, yapılan ilk hesaplamalara göre teminat istenebilecek ve ihtiyati haciz kararı alınabilecektir. İnceleme sonuçlanıp, tarhiyat yapıldıktan sonra bu düzenleme uyarınca ihtiyati haciz kararı alınması mümkün değildir. Diğer bir deyimle, bu madde uyarınca ilgililer hakkında ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için incelemenin henüz tamam-lanmamış olması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle İstanbul 6. Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi (Danıştay Dördüncü Daire, 30 Mart 2009 Tarih ve Esas No: 2008/60, Karar No : 2009/1580).”
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12628180.asp?yazarid=82&gid=61
|