5510 sayılı yasa' da Geçici İş Görmezlik ödeneği ve getirilen yenilikler |
17 Kasım 2009 | |
I- GİRİŞ
a) İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için,” denilmektedir. ifadeden anlaşılacağı üzere, iş kazası geçiren veya meslek hastalığına tutulan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği verilebilmesi için sigortalının belirli bir süre çalışmış ve Kurum’a belirli bir miktar prim ödemiş olması gerekmemektedir. Yani sigortalı ilk defa işe başlasa ve işe başladığı ilk gün iş kazası geçirse dahi Kurum’dan geçici iş göremezlik ödeneği alabilir.
18. maddenin (c) bendi “Analık” hali nedeniyle geçici iş göremezlik ödeneği almanın şartlarını düzenlemektedir. Buna göre, bu haktan faydalanabilecekler 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile (b) bendinde belirtilen muhtarlar ile aynı bendin 1, 2 ve 4 numaralı alt bentleri kapsamındaki sigortalılar olarak ifade edilmiştir. Yani hizmet akdi ile bir işverene tabi çalışanlar (SSK’lılar), köy ve mahalle muhtarları ile kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlardan; ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar veya Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar veya tarımsal faaliyette bulunan kadınlar doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilave edilerek çalışmadığı her gün için geçici iş göremezlik ödeneği alabileceklerdir. 18. maddenin (d) bendi ise (c) bendinde belirtilen kapsam dahilindeki sigortalı kadının isteği ve hekimin onayı ile doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışılması halinde, doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler için geçici iş göremezlik ödeneceğini hüküm altına almıştır. Analık hali nedeniyle geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanmanın iki temel koşulu bulunmaktadır; birincisi yasada belirtilen kapsam dahilinde sigortalılardan olmak ve yine yasada belirtilen prim ödeme gün sayısına sahip olmaktır. Ancak bu noktada önemle belirtmek gerekir ki; bağımsız çalışan kadın sigortalı (4/b’li – Bağ-Kurlu) için bir koşul daha vardır. Yasa’nın 18. maddesinin ikinci fıkrasına göre 4/b kapsamındaki sigortalılara iş kazası veya meslek hastalığı ya da analık halinde geçici iş göremezlik ödeneği, genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla yatarak tedavi süresince veya yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak istirahat raporu aldıkları sürede ödenir. Dolayısıyla bağımsız çalışan kadın sigortalının analık halinde geçici iş göremezlik ödeneği, genel sağlık sigortalısı dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması halinde ödenecektir. Ayrıca belirtilen hükümlerden anlaşılacağı üzere analık hali nedeniyle geçici iş göremezlik ödeneği, gerekli şartları taşıması kaydıyla sadece kendisi sigortalı olan kadının analığı halinde verilmektedir. Sigortalı olan erkeğin sigortalı olmayan karısının geçici iş göremezlik hakkından yararlanma hakkı bulunmamaktadır. Öte yandan 4/b kapsamındaki kadın sigortalılardan sadece anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin tüm ortaklarının analık halinde geçici iş göremezlik ödeneği hakkı bulunmamaktadır. Diğer önemli bir husus da Kurum, sigortalıya yasal koşulları taşısa bile geçici iş göremezlik ödeneğini koşulsuz mu vermelidir? Örneğin sigortalının uğradığı iş göremezlik halinde kendi kusuru var mıdır? Ya da sigortalı iyileşme-istirahat evresinde üzerine düşeni yapmakta mıdır? Bu ve benzeri sorular ve bunların cevapları bu noktada önem arz etmektedir. Zira anılan sebeplerle yapılan sağlık harcamaları ve parasal yardımlar önemli meblağlar tutmaktadır. Bu nedenle kullanılan kaynakların israf edilmemesi, kaza ve hastalıkların başa gelmeden önlenmesi adına kişilere sorumluluk bilincinin yüklenmesi amacıyla sağlanan her türlü yardımların kontrol ve denetime tabi tutulması doğaldır. Bu bağlamda 5510 sayılı Yasa’nın “Sigortalının Kendisinden Kaynaklanan Sebeplerle Tedavi Süresinin Uzaması, İş Göremezliğinin Artması” başlıklı 22. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre iş göremezlik gelirinin, sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak dörtte birine kadarı Kurum’ca eksiltilir. Fakat aynı hükme göre ceza sorumluluğu olmayanlar ile kabul edilebilir bir mazereti olanlar hariç tutulmuştur. 5510 sayılı Kanun madde 22/I-(b)’ye göre ağır kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadarı Kurum’ca eksiltilir denilmiş ve ceza sorumluluğu olmayanlar hariç tutulmuştur. Burada “ağır kusur” kavramı önem arz etmektedir. Sosyal Sigortalar İşlemleri Yönetmeliği’nin[1] 48. maddesinin II. fıkrasında “ağır kusur” şöyle tanımlanmıştır: “Sigortalının, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kurallara uymaması, tehlikeli olduğu veya hastalığa sebep olacağı bilinen bir hareketi yapması, yetkili kimseler tarafından verilen emirlere aykırı hareket etmesi, açıkça izne dayanmadığı gibi, hiçbir gereği veya yararı bulunmayan bir işi bilerek yapması ve yapılması gerekli bir hareketi savsaması, ağır kusuruna esas tutulur.” 5510 sayılı Kanun madde 22/I-(c)’ye göre kasdî bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan, hastalanan veya Kurum’un yazılı bildirimine rağmen teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalıya, geçici iş göremezlik ödeneği yarısı tutarında ödenir. Bu bent de belirtilen husus Sosyal Sigortalar İşlemleri Yönetmeliği’nin 48. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde daha ayrıntılı açıklanmış ve “Mahkeme kararı, denetim, soruşturma ve kontrol raporları, ünite kararı, hekim raporu, kamu kurum ve kuruluşlarının görevleri gereği düzenlediği tutanaklar veya belgelerde kasti bir hareketi yüzünden iş kazasına uğradığı saptanan meslek hastalığına tutulan, hastalanan veya Kurum’un yazılı bildirimine rağmen teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalıya, yarısı tutarında ödenir.” denilmiştir. 5510 sayılı Kanun madde 22/I-(d)’ye göre ise tedavi gördüğü hekimden, tedavinin sona erdiğine ve çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez, ödenmiş olanlar da yersiz yapılan ödeme tarihinden itibaren 96. madde hükümlerine göre geri alınır. Ancak Sosyal Sigortalar İşlemleri Yönetmeliği’nin 48. maddesinin III. fıkrasına göre sigortalılara ait raporda, istirahat süresi sonunda çalışır kararı varsa ayrıca çalışabilir belgesi aranmaz. Geçici iş göremezlik ödeneği ödenirken sigortalının istirahatlı olduğu devrede çalışmadığının işveren veya Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanlar tarafından beyan ve belgelenmesi gerekir. Bu bağlamda sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde Kurum’ca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurulu raporlarında belirtilen istirahat süresince geçici iş göremezlik halinde yeni yasal düzenlemeye kadar sadece SSK’lı sigortalıların faydalanabildiği geçici iş göremezlik ödeneğinden 01.10.2008 tarihi itibariyle 4/b’li (Bağ-Kurlu) sigortalılarda gerekli yasal şartları taşımak kaydıyla faydalanabileceklerdir. Öte yandan önceki mevzuata göre hastalık ve analık halleri nedeniyle uğranılan iş göremezlik hallerinde geçici iş göremezlik ödeneği alabilmenin şartlarından olan iş göremezlik halinden önceki bir yıl içinde 120 gün kısa vadeli sigorta bildirilmiş olmak şartındaki 120 günlük süre yeni düzenlemeyle sigortalılar lehine değiştirilerek süre 90 güne düşürülmüş bulunmaktadır. Ayrıca 5510 sayılı Yasa’dan önce uygulamaya konulan geçici iş göremezlik ödeneklerinin PTT şubelerinden ödenmesine dair genelgeyle[2] gelen yeni uygulamayı burada zikretmek yerinde olacaktır. Yeni uygulamaya göre, 18.01.2008 tarihinden itibaren iki hafta süreyle işveren, sigortalıların yürüttüğü işlemler bakımından herhangi bir değişiklik yapılmamakta, ancak daha önceden Kurum veznesinden ödenen geçici iş göremezlik ödenekleri PTT şubelerinden alınabileceği öngörülmektedir. İki hafta sonra ise, sigortalının çalışmadığına ilişkin belgenin e-bildirge üzerinden gönderilmesine müteakip, yine sigortalı işverenden aldığı vizite kağıdı ile sağlık tesislerine başvuracak, sağlık tesisi istirahat için hekimce düzenlenen iş göremezlik belgesini veya sağlık kurulu raporu bir nüshasını işverene ibraz edilmek üzere çalışmadığına ilişkin belgeyi düzenlemesi için sigortalıya verecektir. Sağlık tesisi vizite kağıdı, iş göremezlik belgesi veya sağlık kurulu raporunu üst yazı ekinde, sigortalının bağlı olduğu sigorta il/sigorta müdürlüğüne gönderecektir. İşveren ise kendisine ibraz edilen belgelere uygun şekilde doldurduğu çalışmadığına ilişkin belgeyi e-Bildirge üzerinden gönderecektir. Kurum görevlisi, sağlık tesisinden gelen belgeler ile çalışmadığına ilişkin belgeyi birleştirerek, geçici iş göremezlik ödeneğini PTT’ye ödenmek üzere bildirecektir. Böylece sigortalının sigorta il/sigorta müdürlüklerine gelmesine gerek kalmadan ödeneklerini en yakın PTT şubesinden alabileceklerdir.[3] IV- SONUÇ Bunun yanında kaynak israfının önlenmesi ve hak sahiplerine sorumluluk bilincinin yüklenmesi açısından kanunun bu yönde hükümler içermesi de ayrı bir pozitif durumdur.
Yazar: Cengiz BÜYÜKBİRER *
(Yıldırım Ercan Beye Teşekkürler)
|