Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Öncelik istihdam, Sektörel ve bölgesel stratejiler belirleyeceğiz, Faizler tek haneye inecek PDF Yazdır e-Posta
25 Ekim 2007

Image

  
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, önümüzdeki dönemde en önemli önceliklerinin "işsizliğe çare bulmak" olacağını belirterek, "İstihdam için, büyümenin ortaya çıkaracağı pozitif ivmeye paralel olarak hem sektörel hem de bölgesel düzeyde stratejiler belirleyeceğiz" dedi.

Maliye Bakanı Unakıtan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2008 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının sunumunu yaptı.

Yükselen piyasalardaki güçlü büyüme eğiliminin, petrol talebini artırdığını belirten Unakıtan, stok seviyelerinin gerilemesi ve üretimin azalmasının petrol arzını düşürdüğünü kaydetti.

Kemal Unakıtan, petrol fiyatlarının Mart ayından itibaren yükselişe geçtiğini ve ham petrolün varil fiyatının 23 Ekim itibarıyla 83 dolar düzeyine çıktığını belirterek, fiyatlardaki bu gelişmelerin, Türkiye dahil bir çok ülkeyi olumsuz etkilediğini ifade etti. Unakıtan, fiyat istikrarını korumak amacıyla faiz artırımlarına gidildiğini aktardı.

Uluslararası sermayenin, mali istikrarın sağlandığı yükselen piyasa ekonomilerine yönelmeye devam ettiğini kaydeden Bakan Unakıtan, piyasalardaki olumlu havanın, ABD konut sektörü kredilerindeki sorunların artmasıyla bozulduğunu söyledi.

"Mali piyasalardaki dalgalanma sakinleşti"

Dünya genelinde borsa endekslerinde ciddi kayıplar yaşandığını dile getiren Maliye Bakanı Unakıtan, ABD Merkez Bankası FED'in faiz indirimine gitmesiyle mali piyasalardaki dalgalanmanın sakinleştiğini kaydetti. Ancak, piyasalardaki hareketliliğin henüz bitmediğini vurgulayan Unakıtan, "Bizim gibi ülkelerin gelişmeleri yakından takip etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle, ABD, AB ve İngiltere merkez bankalarının alacağı kararları izlenmeye değer buluyorum. Bu kararlar, dünya ekonomisinin bundan sonra izleyeceği seyir açısından önemlidir" diye konuştu.

Bu veriler ışığında, Türkiye'nin dış piyasalardaki hareketlerden etkilenebildiğini bildiren Unakıtan, "Bu, bizim iç dinamikleri yerine oturmuş ve küresel olaylardan etkilenen bir dünya ülkesi olduğumuzu göstermektedir. Piyasalardaki bu gibi dalgalanmalara karşı bizim gibi ülkelerin yapması gereken ise yapısal reformlara, mali disipline ve özelleştirmelere devam etmektir" dedi.

"Büyümeyle istikrara geçiş dönemi başlatıyoruz"

Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri de aktaran Unakıtan, ülkede ekonomik ve siyasi istikrarın sağlandığını, yeni dönemde "büyüme ile istikrara geçiş dönemi başlattıklarını" belirtti. "Büyümeyi kalıcı hale getirip, onun ortaya çıkaracağı bir istikrar atmosferinin yükselmesini hedefliyoruz" diyen Bakan Unakıtan, mevcut istikrar ve güven ortamı devam ettikçe Türkiye'nin yatırımlar için "cazibe merkezi" olmaya devam edeceğinin altını çizdi.

Maliye Bakanı Unakıtan, 2003 yılından bu yana uygulanan politikalarla "çarpıcı bir makro ekonomik performans" sergilendiğini ifade ederek, 1993-2002 yılları arasında ortalama yüzde 2,6 oranında büyüyen Türkiye ekonomisinin, 2003-2006 döneminde ortalama yüzde 7,3 büyüme gösterdiğine işaret etti.

Böylece Türkiye'nin dünyanın 17. büyük ekonomisi haline geldiğini vurgulayan Unakıtan, ekonominin 2007 yılının ilk çeyreğinde yüzde 6,8, ikinci çeyreğinde yüzde 3,9, ilk altı aylık döneminde ise yüzde 5,2 oranında büyüdüğünü kaydetti. Türkiye ekonomisinin, tarihinde ilk kez, 22 çeyrek kesintisiz büyüme başarısına imza attığına dikkati çeken Kemal Unakıtan, 2007 yılında da yüzde 5'lik büyüme hedefine ulaşılacağını bildirdi.

2002 yılında 181 milyar dolar olan GSMH'nin, 2008 yılında 520 milyar dolara ulaşacağını kaydeden Unakıtan, "Önümüzdeki dönemde GSMH'mizi iki katına çıkaracağız. 2008 yılında da büyüme, verimlilik artışına ve ihracata dayalı bir anlayışla, özel sektör ağırlıklı olarak devam edecektir" diye konuştu.

"Yatırım seviyesi artacak"

Bu bütçenin, yatırım seviyesini daha da yukarılara taşıyacak bir bütçe olduğunu ifade eden Unakıtan, şöyle devam etti:

"2002 yılında sabit sermaye yatırımları toplamı 47 milyar YTL iken 2008 yılında 155 milyar YTL'ye ulaşmış olacaktır. Özel sektör sabit sermaye yatırımları ise 2002 yılında 30 milyar YTL iken 2008 yılında 122 milyar YTL'ye ulaşacaktır. Bu önemli rakamsal gelişmeler, yatırım ortamının iyileştirilmesi bakımından mesafe katettiğimizi göstermektedir."

Yüksek büyüme performansının, kişi başına milli gelir rakamlarında da kendini gösterdiğini ifade eden Unakıtan, 2002 yılında 2 bin 598 dolar olan kişi başına milli gelirin, 2007 yılında 6 bin 619 dolara, 2008 yılında ise 7 bin dolara ulaşmış olacağına işaret etti.

Satın alma gücü paritesine göre kişi başına milli gelir seviyesindeki gelişmelere bakıldığında da milletin ulaştığı refah düzeyinin daha iyi görülebileceğini anlatan Bakan Unakıtan, satınalma gücü paritesine göre kişi başına milli gelirin 2002 yılında 6 bin 550 dolar olduğunu, 2007 bu rakamın 9 bin 900 dolara, 2008 yılında da 10 bin 600 dolara ulaşacağını belirtti.

Enflasyonla mücadelenin, sürdürülebilir büyüme ve sosyal refah açısından taşıdığı öneme vurgu yapan Unakıtan, iktidara geldiklerinden beri temel önceliklerinin "enflasyonu düşürerek istikrarlı bir büyüme sağlamak" olduğunu aktardı.

Son 5 yılda yüksek büyüme ile eş zamanlı olarak enflasyonda "tarihi düşüşler" olduğunu söyleyen Kemal Unakıtan, "1993-2002 döneminde ortalama yüzde 70'lerde olan enflasyonu, 2006 yılı sonunda yüzde 9,65'e düşürdük. Hayal olarak görülen tek haneli enflasyon rakamlarına 35 yıl sonra ulaştık" diye konuştu.

Unakıtan, enflasyon olgusu ülke gündeminden tamamen çıkana kadar mücadeleye devam edeceklerini bildirdi.

Öncelik işsizlik

Maliye Bakanı Unakıtan, 2001 krizi sonrasında istihdamda daralma ve artan işsizlik şeklinde ortaya çıkan olumsuz tablonun, 2004 yılından itibaren düzelmeye başladığını, 2002 yılından bu yana nüfusta 5 milyon kişilik artış meydana gelmesine karşın, işsiz sayısının azaldığını vurguladı.

Türkiye ekonomisinde yapısal bir dönüşüm gerçekleşmekte olduğunu belirten Unakıtan, tarım sektörünün toplam istihdam içindeki payının 2002 yılında yüzde 34,9 iken 2006 yılında yüzde 27,3'e gerilediğine işaret etti. Unakıtan, tarım dışı sektörlerde 2003 yılından itibaren 2 milyon 300 bin kişilik istihdam artışı sağlandığını, bu dönemde toplam istihdamın ise 1 milyon 200 bin kişi arttığını söyledi.

Kemal Unakıtan, 2007 yılı Temmuz dönemi itibarıyla toplam istihdamın, geçen yılın aynı dönemine göre Türkiye genelinde 490 bin kişi artığını, bu dönemde işsizlik oranının yüzde 8,8 seviyesinde gerçekleştiğini anlattı. Unakıtan, "Önümüzdeki dönemde en önemli önceliğimiz işsizliğe çare bulmak olacaktır" dedi.

İstihdam artışını sadece büyüme trendlerine bırakmayacaklarını ifade eden Unakıtan, "Bunun yerine büyümenin ortaya çıkaracağı pozitif ivmeye paralel olarak hem sektörel hem de bölgesel düzeyde stratejiler belirleyeceğiz" diye konuştu.

2023 ihracat hedefi 500 milyar dolar

Dış ticarette son 5 yılda önemli gelişmelere imza attıklarını, 2002 yılında 87,6 milyar dolar olan dış ticaret hacminin, 2006 yılında 225,1 milyar dolara ulaştığını belirten Unakıtan, 2007 Ocak-Ağustos döneminde 174,7 milyar dolar olarak gerçekleşen dış ticaret hacminin, 2007 yılı sonunda 270 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini söyledi.

İhracatın Eylül ayı itibarıyla, yıllık bazda 100 milyar doları aştığına dikkati çeken Bakan Unakıtan, "Bu, Cumhuriyet tarihimizde bir ilktir" dedi.

Unakıtan, Türkiye'nin, 2006 yılında 85,5 milyar dolarlık ihracat ile Avrupa Birliğine üye ülkeler içinde 14. sırada yer aldığını, 2007 yılı sonunda 104 milyar dolarlık ihracat ile çok daha üst sıralara yükseleceğini belirtti.

Artık katma değeri yüksek ürünleri Türkiye'de üretmek gerektiğine işaret eden Unakıtan, "Bunu gerçekleştirdiğimiz takdirde ihracatımız çok daha fazla artacaktır. İhracatımızı 2013 yılında 200 milyar dolara, Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünde de 500 milyar dolara ulaştırmak için canla başla çalışacağız" diye konuştu.

2007 Ocak-Ağustos döneminde ithalatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,2 oranında artarak 107,6 milyar dolar olduğunu ifade eden Unakıtan, ihracatın ise yüzde 24,8 artışla 67,1 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirtti. İhracatın, ithalattan daha hızlı artmaya başlamasının dış ticaret dengesini olumlu etkilemeye başladığını belirten Unakıtan, "Dış ticaret açığımızdaki artış geçmiş yıllarda yüzde 20'nin üzerinde seyrederken, 2007 Ocak-Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,9 oranında artış gösterdi ve 40,5 milyar dolar oldu" dedi.

"Cari açık risktir, önlemlerini alacağız"

Maliye Bakanı Unakıtan, 2001 krizi sonrası dönemde artan özel sektör yatırımları, hızlı büyüme, dünya hammadde fiyatlarındaki yükseliş ve özel kesim tasarruf oranındaki düşüşün, cari işlemler dengesinin açık vermesine yol açtığını, cari açığın, büyüme oranları ve yüksek yatırım artışı ile doğrudan bir ilişkisi bulunduğunu kaydetti.

Cari açığa yol açan faktörler hakkında bilgi veren Unakıtan, 2006 yılında enerji ithalatının toplam faturasının 28,9 milyar dolar olduğunu ve 32,9 milyar dolar cari açık verildiğini belirtti. Unakıtan, 2007 yılında ise ekonomideki olumlu gelişmeler neticesinde cari açığın yatay bir seyir izlediğini ve 2007 Ocak-Ağustos döneminde cari açığın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,6 gibi düşük bir artışla 23,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyledi.

Bu dönemde enerji ithalatının toplam faturasının 20,4 milyar dolar olduğunu, 2007 yılı sonunda ise enerji faturasının Türkiye'ye maliyetinin 30 milyar doların üzerinde olacağını tahmin ettiklerini bildiren Unakıtan şunları söyledi:

"Enerjideki fiyat artışlarının cari açığı ne kadar etkilediği açıktır. Cari açığın sürdürülebilmesinde ve risk olarak algılanmamasında finansman kalitesi de çok büyük öneme sahiptir. Son yıllarda ekonomimize olan güvenin artması doğrudan yatırımlardaki hızlı artışla birlikte, sermaye girişlerinin ağırlıklı olarak uzun vadeli olmasını beraberinde getirdi. Bu da cari işlemler açığının finansman yapısında belirgin iyileşme ve kalite sağladı."

Bakan Unakıtan, "Merkez Bankasının döviz rezervlerinin bulunduğu yüksek seviye, dalgalı döviz kuru rejiminin uygulanması ve bankacılık sisteminin daha sağlam bir yapıda olması"nın, olası bir sermaye çıkışının cari açığın finansmanı konusunda yaratacağı riskleri sınırlandırdığını ifade ederek, "Ancak, unutulmamalıdır ki sürekli cari açık bir risktir. Bunun önlemlerini alacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

Global sermaye

Maliye Bakanı Unakıtan, 2002 yılı ve öncesinde yıllık ortalama 1 milyar dolar düzeyinde olan doğrudan yabancı sermaye girişinin, kendi hükümetleri döneminde giderek arttığını kaydetti. Unakıtan 2005 yılında 10 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişinin, 2006 yılında 20 milyar dolara yükselerek tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını anımsattı. Unakıtan, "Son yıllardaki bu olağanüstü artışla ülkemiz, OECD ülkeleri arasında, son 10 yılda en çok net doğrudan yabancı sermaye çeken 6. ülke oldu. 2007 Ocak-Ağustos döneminde 13,9 milyar dolara ulaşan doğrudan yabancı sermaye girişinin, 2006 yılının ardından 2007 yılında da yüksek düzeyde gerçekleşmesini bekliyoruz" dedi.

Unakıtan, Türkiye'de küresel sermaye temsilcisi olan şirket sayısının 2002 yılında 5 bin 560 olduğunu, rakamın 2007 yılı Ağustos ayı itibarıyla 17 bin 400'e ulaştığını bildirdi.

"Faizler, tek haneye inecek"

Bakan Unakıtan, kamu borç yükünü azaltmanın, maliye politikasının temel hedeflerinden biri olmaya devam edeceğini belirterek, 2002 yılında yüzde 78 olan Kamu Net Borç Stokunun GSMH'ye oranının, 2006 yılı sonunda yüzde 45 seviyesine gerilediğini kaydetti. Bu oranın 2007 yılı sonunda yüzde 40'lar düzeyine gerilemesini beklediklerini belirten Unakıtan, bu dönemde, IMF'ye olan borçların da hızla azaldığını söyledi. Unakıtan, 2002 yılında 22 milyar dolar olan borç toplamının, 2007 yılının Ağustos ayı sonunda 7,8 milyar dolara düştüğünü kaydetti.

Merkezi Yönetim Toplam Borç Stoku içindeki döviz cinsinden ve dövize endeksli borçların payının 2002 yılında yüzde 58 iken 2006 yılı sonunda yüzde 37'ye düştüğüne dikkati çeken Unakıtan, 2007 yılının Eylül ayında bu oranın yüzde 33'ün altına indiğini söyledi. Kemal Unakıtan, "Bu gelişmeler, borç stokunun kur riskine karşı daha korunaklı bir yapıya kavuşmasını sağladı. Mali disiplinin en somut yansıması borçlanma maliyetlerinde görüldü" diye konuştu.

YTL cinsi iskontolu Devlet İç Borçlanma Senetlerinin faiz oranının 2006 yılının Nisan ayında yüzde 14'e gerilediğini, ancak, daha sonra dış piyasalardaki dalgalanmanın etkisiyle yüzde 20'lerin üzerine çıktığını anlatan Unakıtan, bunun Ekim ayında yüzde 16'lara gerilediğine işaret etti.

Maliye Bakanı Unakıtan, "Önümüzdeki dönemde uygulayacağımız basiretli politikalar ile nominal faizler daha da düşecek ve tek haneli rakamlara inecektir" dedi.

Kamu Kesimi Borçlanma Gereğinin, yıllar sonra ilk kez 2005 yılında negatife çevrildiğini anlatan Unakıtan, "2002 yılında yüzde 12,6 olan Kamu Kesimi Borçlanma Gereğinin GSYİH'ye oranının 2007 yılında yüzde -0,04, 2008 yılında ise yüzde -0,32 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu rakamlar kamu borçlarının nominal olarak da azaldığını ve ülkemizin kronik borç sarmalından hızla kurtulduğunu göstermektedir" diye konuştu.

"Özelleştirmeye büyük önem veriyoruz"

Unakıtan, sosyal refahta artış sağlamak ve ekonomideki rekabet ortamını iyileştirmek için özelleştirmeye büyük önem verdiklerini söyledi.

Özelleştirmedeki kararlılık ve ekonomide sağlanan istikrar sonucu, özelleştirme uygulamalarında önemli mesafeler kat edildiğini anlatan Unakıtan, şöyle konuştu:

"Bizden önceki 18 yıl boyunca 8 milyar dolarlık özelleştirme yapılmıştı. 2003 yılından 2007 yılı Ekim ayına kadar yapılan özelleştirme işlemi ise 25.5 milyar doları Özelleştirme İdaresi tarafından olmak üzere, toplam 40 milyar doları aştı. Bu rakamlar, ülkemiz ekonomisinin normalleştiğinin, ekonomide artık taşların yerli yerine oturduğunun açık bir göstergesidir. Rekabet gücünü artıran, yeni pazarlara açılımı sağlayan ve en önemlisi istihdamı artıran özelleştirme uygulamalarına önümüzdeki süreçte de kararlılıkla devam edeceğiz."

Çalışanlara ve emeklilere AK Parti döneminde sağlanan mali imkanlar hakkında bilgi veren Unakıtan, 2002 Aralık ayında 392 YTL olan en düşük memur maaşının yüzde 115.1 artışla 2007 Ekiminde 843 YTL'ye çıktığını, net asgari ücretin de yüzde 127.5 artışla 2002 Aralık ayında 184 YTL iken 2007 Ekim ayında 419 YTL'ye yükseldiğini söyledi.

2002'de 257 YTL olan en düşük SSK emekli aylığının, yüzde 113.1 artışla bu yılın Ekim ayında 548 YTL'ye ulaştığını belirten Unakıtan, en düşük BAĞ-KUR esnaf emekli aylığının ise 2002 Aralık ayında 149 YTL'den Ekim 2007'de yüzde 188 artış oranıyla 428 YTL'ye, en düşük BAĞ-KUR çiftçi emekli aylığının yine aynı dönemde yüzde 334.2 artış ile 66 YTL'den 286 YTL'ye çıktığını belirtti. Unakıtan, en düşük memur emekli aylığının da yüzde 90.3 artışla 377 YTL'den 716 YTL'ye, 65 yaş aylığının 24 YTL'den 81 YTL'ye, muhtar aylığının 97 YTL'den 288 YTL'ye ulaştığını ifade etti.

Kemal Unakıtan, bu oran ve maaş tutarlarının; çalışan, emekli ve dar gelirli vatandaşların mali durumlarının 2002 yılına göre iyileştiğini, gelirlerinde reel artışlar olduğunu açıkça ortaya koyduğunu vurgulayarak, "Önümüzdeki dönemlerde de bütçe imkânları ölçüsünde, dar gelirli vatandaşlarımızın durumunu daha da iyileştirmek temel önceliklerimiz arasında yer almaya devam edecektir" dedi.

"111.7 milyar YTL vergi tahsil edildi"

Unakıtan, Ocak-Eylül 2007 dönemine ilişkin merkezi yönetim bütçe performansı hakkında da bilgi verirken, "Ocak-Eylül döneminde; merkezi yönetim bütçe giderleri 154, faiz hariç bütçe giderleri 111.2, faiz giderleri 42.8 merkezi yönetim bütçe gelirleri 141.8, vergi gelirleri 111.7,bütçe açığı 12.2 faiz dışı fazla 30.6 milyar YTL olarak gerçekleşti" diye konuştu.

Yılın ilk 9 aylık döneminde, faiz dışı fazlada 2007 yılı bütçe hedefinin yüzde 84.7'sine ulaşıldığını belirten Unakıtan, şöyle devam etti:

"Diğer taraftan, söz konusu dönemde oluşan bütçe açığı, yıllık bütçe açığı hedefi olan 16.8 milyar YTL'nin yüzde 72.3'üne tekabül etmektedir. İlk 9 aylık dönemde, toplam bütçe ödeneklerinin yüzde 75.1'i, faiz hariç bütçe ödeneklerinin ise yüzde 73.1'i kullanıldı. Eylül sonu itibarıyla merkezi yönetim bütçe gelirleri tahsilatında, yıllık bütçe hedefinin yüzde 75.4'ü gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemine göre bütçe gelirleri yüzde 10.7 oranında artış gösterdi. Ocak-Eylül 2006 döneminde 102 milyar YTL vergi tahsilatı yapılmışken, bu yılın aynı döneminde 111.7 milyar YTL vergi tahsil edildi. Ocak-Eylül 2007 döneminde bütçe uygulama sonuçları beklentilerimiz doğrultusunda gerçekleşmekle birlikte, temel önceliğimiz yıl sonu hedeflerine ulaşmaktır."

Unakıtan, bütçe uygulamasına, ekonomi ve kamu maliyesi politikalarına uygun olarak tam bir kararlılık ve mali disiplin anlayışı içinde devam edeceklerini bildirdi.

2007 bütçesi yıl sonu gerçekleşme tahminlerine değinen Unakıtan, "2007 yıl sonu itibarıyla merkezi yönetim bütçe giderlerinin 202.9, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 188, bütçe açığının 14.9, faiz dışı fazla tutarının 34.1 milyar YTL olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir" diye konuştu.

Gelecek yılın hedefleri

Unakıtan, 2008 yılı için; GSMH büyüklüğünün 716.6 milyar YTL, büyüme oranının yüzde 5.5, yıl sonu TÜFE'nin yüzde 4, ihracatın 117 milyar dolar, ithalatın 182 milyar dolar, kişi başına milli gelirin 7 bin dolar, satın alma gücü paritesine göre kişi başına milli gelirin 10 bin 600 dolar olarak hedeflendiğini bildirdi.

Kemal Unakıtan, 2008 yılı maliye politikası hedefleri arasında, mali disiplini devam ettirme, enflasyonla mücadele politikasını destekleme, kamu borç stokundaki düşüş eğilimini devam ettirecek bir faiz dışı fazla gerçekleştirme, faiz giderlerinin bütçe üzerindeki baskısını hafifletme ve sosyal politika ve programlarla gelir düzeyi düşük kesimleri destekleme olduğunu söyledi.

2008 bütçesi büyüklüklerini açıklayan Unakıtan, 2008 merkezi yönetim bütçesinde; bütçe giderlerinin 222.3, net bütçe gelirlerinin 204.6, bütçe açığının 17.8, faiz dışı fazlanın 38.2 milyar YTL olarak hedeflendiğini belirtti. Unakıtan, bütçe büyüklükleri dikkate alındığında bütçe açığının GSMH'ye oranının yüzde 2.5, faiz dışı fazlanın ise yüzde 5.3 olmasının öngörüldüğünü anlattı.

Unakıtan, son yıllarda mali yönetim ve kontrol sisteminde gerçekleştirilen reformlar sonucunda, bütçe sisteminin makro ekonomik istikrarla birlikte sürdürülebilir kalkınmayı esas alan, kaynakların etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan bir yapıya kavuştuğunu söyledi.

"En düşük dereceli memur maaşı 925 YTL'ye çıkacak"

Unakıtan, memur aylıkları, vergi politikalarına ilişkin de bilgi verdi. Memur aylıklarında, gelecek yıl, düşük maaş alana daha yüksek oranda yansıyacak şekilde, bütçe imkanları ve enflasyon hedefleri dikkate alınarak artış yapılacağını belirten Unakıtan, kamu görevlilerinin maaşlarına ocak ve temmuz aylarından geçerli olmak üzere yüzde 2 artı yüzde 2 oranında artış sağlanacağını anımsattı.

Unakıtan, ocak ayında taban aylığında ayrıca seyyanen 10 YTL artış yapılacağını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bu artışlara ilaveten yaklaşık 90 YTL denge tazminatı alan personelimizin aldıkları bu tutar, ocak ayında 20 YTL artırılmak suretiyle 110 YTL ve temmuz ayında ise 20 YTL daha artırılmak suretiyle 130 YTL seviyesine çıkarılacaktır.

Ayrıca, 2007 yılının ikinci altı aylık döneminde enflasyon oranının yüzde 4'ü aşması halinde, aşan kısmı telafi edecek şekilde 2008 yılı ocak ayından geçerli olmak üzere enflasyon farkı, kamu görevlilerimizin aylık ve ücretlerine yansıtılacaktır.

Aile yardımı ödeneği dahil en düşük dereceli memurun 2007 yılı ekim ayında 843 YTL olan net maaşı, ocak ayında yüzde 5,2 oranında artarak 887 YTL'ye ve temmuz ayında ise yüzde 4,3 oranında artarak 925 YTL'ye yükselecektir. Aylık ve ücretler, asgari geçim indiriminin 2008 yılı ocak ayında yürürlüğe girecek olması nedeniyle ayrıca, bu tarihten itibaren kişilerin durumuna bağlı olarak yaklaşık 45 ile 90 YTL arasında değişen tutarlarda artacaktır."

Bakan Unakıtan, 2008 yılı için tüketici fiyatlarında öngörülen kümülatif artışın yüzde 4 olduğu dikkate alındığında, memurların aylıklarında yapılacak artışın enflasyonun üzerinde olduğunun görüleceğini belirtti.

Vergi

Unakıtan, hükümetin, vergi sisteminin yapılandırılması çalışmalarını belirli bir strateji çerçevesinde sürdürerek vergi mevzuatıyla ilgili önemli politika değişikliklerinde bulunduğunu söyledi. Unakıtan, bunlardan birinin, gelir üzerinden alınan vergilere ilişkin yapılan kanuni düzenlemeler olduğuna işaret etti.

Birçok ülkede düşük oranlı ancak geniş tabanlı ve yatırımları teşvik edici bir vergi sistemi oluşturulması yönünde önemli adımlar atıldığını bildiren Unakıtan, bunun, daha fazla istihdam, daha fazla refah ve daha fazla vergi hasılatı anlamına geldiğine dikkati çekti.

Unakıtan, dünyadaki gelişmelere paralel olarak, Kurumlar Vergisi Kanununun, gelişmiş ülke vergi kanunlarında yer alan, transfer fiyatlandırması, kontrol edilen yabancı kurum kazançları, zararlı vergi rekabeti ile mücadele gibi vergi güvenlik müesseselerini de içerecek şekilde yeniden yazıldığını söyledi.

İstihdam üzerindeki vergi yükü

Asgari geçim indirimini, gelir vergisi sistemine dahil ettiklerini anımsatan Unakatın, "Bu uygulama, istihdam üzerindeki vergi yükünü önemli ölçüde azaltacak ve Türkiye istihdam üzerindeki vergi yükleri sıralamasında OECD ülkeleri arasında 7 basamak daha iyi konuma gelecektir" diye konuştu.

Unakıtan, vergi politikalarının temel amacının, büyüme ve istihdam politikalarını destekleyici, makro ekonomik politikalarla uyumlu, etkin ve basit bir vergilendirme sisteminin oluşturulması olduğunu vurguladı.

Bu amaca ulaşabilmek için bir taraftan yatırım ortamının iyileştirilmesi, diğer taraftan da kayıtlı ekonomiye geçiş sürecinin hızlandırılması gerektiğine işaret eden Unakıtan, şunları söyledi:

"Bu ise ancak anlaşılabilir ve saydam bir vergi mevzuatı, öngörülebilir bir vergi yükü, düşük oranlı-geniş tabanlı bir vergi sistemi ve etkin bir vergi idaresi ile sağlanabilecektir. Hükümetimiz döneminde yapılmış olanlara ek olarak ve bu yapılanların geliştirilmesi ve sürdürülebilirliği bağlamında önümüzdeki dönemde kayıtlı ekonomiye geçiş sürecinin hızlandırılması en başta gelen hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Bu nedenle tüm kamu idarelerinin aktif katılımı ile Hükümetimiz tarafından kayıtlı ekonomiye geçiş sürecinin hızlandırılmasına yönelik olarak etkin bir mücadele yürütülerek, bu husus bir devlet politikası haline getirilecektir."

Vergi mevzuatı basitleştirilecek

Unakıtan, öncelikle mükelleflerin, vergiye gönüllü uyumunu artıracak yaklaşımlar üzerinde duracaklarını, bu kapsamda, vergi mevzuatının basitleştirilerek uygulamasının daha etkin hale getirilmesine yönelik çalışmalara devam edeceklerini kaydetti.

Maliye Bakanı Unakıtan, mükelleflere verilen hizmet kalitesini sürekli iyileştirecek ve yeni hizmet seçenekleri geliştireceklerini, mükellef işlemlerini basitleştirecek ve toplumun tüm kesimlerinde vergi bilincini arttırmaya yönelik eylemler gerçekleştireceklerini anlattı.

Vergi kanunlarını yeniden yazdıklarını ifade eden Unakıtan, şimdi, gelir vergisi kanununu hazırladıklarını ve yeni yıldan sonra TBMM'ye sunmayı planladıklarını söyledi. Unakıtan, bu kanunla Türkiye'nin daha basit ve anlaşılabilir bir kanuna sahip olacağını belirtti.

Unakıtan, daha sonra Vergi Usul Kanununu çıkartmayı planladıklarını ifade ederek, "İkisini de bu dönem çıkartmayı planlıyoruz" dedi.

Gelecek döneme ilişkin başka bir politikalarının da araştırma ve geliştirme faaliyetleri üzerindeki desteğin daha da artırılması olduğunu vurgulayan Unakıtan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için; teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, verimliliğin artırılmasını, üretim maliyetlerinin düşürülmesini, katma değeri yüksek alanlara yönelik yatırımlar ile Ar-Ge'ye ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişinin hızlandırılmasını sağlamak, Ar-Ge personeli ve nitelikli iş gücü istihdamının artırılmasını desteklemek amacıyla Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı hazırlanmış olup, önümüzdeki dönemde TBMM gündemine getirilecektir."

Vergi incelemeleri

Unakıtan, risk analizine dayalı denetim sisteminin kapsamı genişletilerek vergi incelemelerinin daha etkin ve yaygın olmasının sağlanacağını belirterek, vergi kaçakçılığı ve kayıt dışının üstüne daha sıkı önlemlerle gideceklerini bildirdi. Unakıtan, şöyle dedi:

"2007 yılı ocak-eylül döneminde vergi inceleme elemanlarımız tarafından yapılan vergi incelemeleri sonucunda 92 bin 331 vergi inceleme raporu düzenlenmiştir. İncelenen 36,6 milyar YTL matraha karşılık 21 milyar YTL matrah farkı tespit edilmiştir. Matrah farkında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 162 artış olmuştur. Bu incelemelerde 4,9 milyar YTL vergi cezası ve usulsüzlük cezası tatbik edilmiştir. Kesilen cezalarda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 107 artış olmuştur. Bu yıl içinde tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşmalar sonucunda 721 milyon YTL'si vergi aslı ve cezası, 875 milyon YTL'si gecikme faizi olmak üzere toplam 1 milyar 596 milyon YTL tahsilat sağlanmıştır."

Bedelsiz devredilen taşınmazlar

Son 5 yılda, yerel yönetimlere yol, park, yeşil alan, otopark ve diğer kamu hizmetleri için 5 milyon 800 bin metrekare taşınmazın, bedelsiz olarak terk edildiğini vurgulayan Unakıtan, hükümetleri döneminde 2 bin 873 adet ve 95 milyon metrekare olmak üzere 2 milyar 130 milyon YTL değerinde taşınmazın bedelsiz devri gerçekleştirildiğini bildirdi.

Unakıtan, Hazineye ait taşınmazları, yatırımları ve istihdamı teşvik amacıyla kullanarak, üretimi artırmayı ve işsizliği azaltmayı hedeflediklerini ifade etti.

"2008 bütçesi ihtiyaçlara ve gerçeklere uygun"

2008 bütçesinin, istikrarı, büyümeyi ve refahın artırılmasını dikkate alan, sosyal devlet anlayışını benimseyen bir bütçe olduğunu vurgulayan Unakıtan, 2008 bütçesinin, ülke ihtiyaçlarına ve gerçeklerine uygun olarak hazırlandığını belirtti.

Bütçeyi, "şeffaf, samimi ve gerçekçi" olarak nitelendiren Unakıtan, konuşmasında Atatürk'ün, "Tam bağımsızlık ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca, o devletin bütün hayat ışıklarında bağımsızlık felç olur" sözlerine yer verdi.

Unakıtan, sözlerini, "Büyük Atatürk'ün bize gösterdiği yolda emin adımlarla ilerliyoruz. Bu hedefe kararlı ve disiplinli adımlarla ulaşacağız" dedi.

 

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=331793