Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yerine getirilemeyen siparişler için verilen avanslara karşılık ayrılabilir mi? PDF Yazdır e-Posta
03 Aralık 2009

I- GİRİŞ
Bir işletmeye ait alacağın tahsil olanağı bulunmaması durumunda, söz konusu işletme gerçekte ödemesi gerekenden daha fazla vergi ödemek durumuyla karşı karşıya kalacaktır. VUK bünyesinde yer alan şüpheli alacaklara ilişkin düzenlemeyle; mükelleflerin hukuken ve fiilen tasarruf edemedikleri ve muhtemelen gelecekte de edemeyecekleri alacakları nedeniyle yersiz vergi ödemelerinin önüne geçilmek istenmiştir.

İşletmelerin faaliyet konularıyla ilgili olarak yapacakları alımlar için sipariş vermeleri, ticari yaşamın olağan akışı içinde sıkça rastlanan bir durumdur. Bu nitelikteki siparişler için verilen avanslar, siparişe konu mal teslim edildiğinde veya hizmet ifa edildiğinde toplam bedelden düşülmektedir.

Böyle bir durumda siparişin yerine getirilmemesi ve avansın da geri verilmemesi halinde, bunlar için karşılık ayrılıp ayrılmayacağı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bu yazıda, konu hakkında değerlendirmelere yer verilmektedir.

II- ŞÜPHELİ ALACAK VE KARŞILIĞI

VUK’un 323. maddesine göre, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve sürdürülmesi ile ilgili olmak kaydıyla;

- Dava ve icra aşamasında bulunan alacaklar,

- Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen ödenmemiş olan dava açmaya ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar, şüpheli alacak sayılır.

Görüldüğü gibi, VUK şüpheli alacak kavramım tanımlarken yükümlülerin takdirine bırakmayıp, belirli koşulların gerçekleşmesine bağlamıştır.

Buna göre, bir alacağın şüpheli alacak olarak nitelendirilebilmesi için aşağıdaki koşulların bulunması gerekmektedir(1).

1- Alacak, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve sürdürülmesi ile ilgili olmalıdır.

2- Alacak tahakkuk etmelidir.

3- Bilanço esasına göre defter tutulmalıdır.

4- Alacak kısmen veya tamamen teminatsız olmalıdır.

5- Alacağın tahsil edilmesini sağlamak üzere, alacaklı tarafından alacağın büyüklüğüne göre belirli çabalar gösterilmelidir.

Vergi Usul Kanunu’nun ortaya koyduğu kıstaslara göre şüpheli alacak konumunda bulunan alacaklar için değerleme gününde karşılık ayrılır.
Şüpheli alacak karşılığı, alacağın şüpheli hale geldiği döneme ilişkin olarak ayrılabilir. Şüpheli alacak karşılığı, alacağın değerleme günündeki “tasarruf değerine” göre belirlenmelidir.

III- GERİ ALINAMAYAN SİPARİŞ AVANSLARININ DURUMU


İşletmenin ticari faaliyetinde kullanmak üzere sipariş verdiği mal ve hizmetler için yapmış olduğu avans ödemelerine sipariş avansı denilmektedir. Bunların işletmenin faaliyet konusu ile ilgili olduğuna kuşku bulunmamaktadır.

Yapı olarak “ön ödeme” olan bu avanslar, sipariş konusu teslimin yerine getirilmesiyle kapatılır. Siparişin yerine getirilmemesi halinde ise normal ve mutad olan avansların iade edilmesidir. Ancak değişik nedenlerle bu avansların geri verilmemesi söz konusu olabilmektedir.

Böyle bir durumda bu avanslar için karşılık ayrılıp ayrılmayacağı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bunlar için karşılık ayrılmayacağını ileri sürenler(2); görüşlerine dayanak olarak, avansın gelir hesaplarında yer almamasını göstermektedirler. Buna karşılık olarak ileri sürülen görüşlerde(3) ise; yasada hasılat kaydı koşulu bulunmadığı, avanslar için karşılık ayrılmasını engelleyici bir hüküm bulunmadığı belirtilmektedir.

Geçmişte katma değer vergisi konusunda da benzeri görüş ayrılıkları bulunmaktaydı. Konu hakkındaki görüş farklılıkları vergi inceleme raporlarına da yansımış ve uygulamada pek çok uyuşmazlık ortaya çıkmıştı. Sonuçta, Maliye Bakanlığı 334 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile konuyu doğru bir biçimde çözüme bağlamıştı.

IV- KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Geri alınamayan sipariş avansları, geri alınamayacağı anlaşıldıktan sonra yapı olarak “alacak” haline dönüşmektedir. Bu dönüşümün ispatı için öncelikle yapılması gereken, siparişin yerine getirilemeyeceğinin belgelendirilmesidir. Bu noktada artık avansın niteliği değişmiş ve alacak haline dönüşmüştür. Burada avans hesabının alacaklar hesabına aktarılması gerekmektedir.

İkinci aşamada avans karşı taraftan talep edilmelidir. Talebe rağmen makul süre içinde cevap verilmemesi veya olumsuz cevap verilmesi halinde VUK’da aranan koşullara göre takip işlemlerine başlanmalıdır. Bu aşamada alacak kaydedilen avansların şüpheli alacak olarak kaydının yapılmasının ve değerleme gününde karşılık ayrılmasının mümkün olacağı düşüncesindeyiz. Bu düşünce, VUK’da şüpheli alacak müessesesine yer verilmesinin amacı göz önüne alınması, yani söz konusu kanun hükümleri “amaçsal” yorumlanması sonucunda doğal olarak ortaya çıkmaktadır.

Yazar:Fatma TAŞ*
Yaklaşım / Aralık 2009 / Sayı: 204


* Dr., Gazi Üniversitesi, Gazi MYO, Öğretim Görevlisi
(1) Ayrıntılı bilgi için Bkz. Şükrü KIZILOT, Vergi Usul Kanunu ve Uygulaması, Cilt: 3 Savaş Yayınları, Ankara 1992, s. 2870-2882
(2) Bkz. Tezcan ATAY, “Sipariş Avanslarının Şüphelilik Boyutu”, Yaklaşım, Nisan 2004; Suat TAŞ, “Şüpheli Alacaklar Karşılığı”, Vergi Dünyası, Aralık 2004.
(3) Bkz. Veysi SEVİĞ, “Avanslar İçin Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılabilir mi?” Dünya, 20.12.2004; Gürol ÜREL, “VUK Uygulamasında Değersiz, Şüpheli ve Vazgeçilen Alacaklar-I”, Mükellefin Dergisi, Mart 2000.

(Yıldırım Ercan Beye teşekkürler)