Uzun süredir iş dünyasının korkulu rüyası olan “kod” uygulamasıyla ilgili olarak, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (DVDDK) çok önemli bir karar verdi.
Kurul’un 20 Kasım 2009 tarih ve Esas No: 2009/67 sayılı kararı ile; İstanbul 5. Vergi Mahkemesi’nin kod uygulaması ile ilgili bir işlemi iptal eden kararı hakkında, “yürütmeyi durdurma” talep eden, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın istemi reddedildi.
İPTALİN KONUSU
DVDDK kararı; 84 sayılı KDV Genel Tebliği’ndeki “II. Özel Esaslar” başlıklı düzenlemenin kapsamı (1.1) ile ilgili.
Buna göre;
- Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri konusunda haklarında rapor bulunan mükelleflerden mal alanlar,
- Haklarında olumsuz tespit bulunan ve adresinde bulunamayanlardan mal alanlar,
- Defter ve belgelerini (mücbir sebep hariç) ibraz etmeyenlerden mal alanlar,
- Birden fazla KDV beyannamesini vermeyenlerden mal alanlar,
Yukarıdaki fiiller mal alındıktan bir-iki yıl hatta dört yıl sonra işlense (yani mal aldıkları firma adresinde bulunmasa, defterlerini ibraz etmese) dahi, mal alırken ödedikleri KDV’yi ikinci kez hem de faiziyle, vergi dairesine ödemeleri isteniyordu.
Yukarıda sıralanan durumlardan biriyle karşılaşan İstanbul’daki bir şirket, kod listesinden çıkartılması için açtığı davayı vergi mahkemesinde kazanmış.
Devam eden yargılama sürecinde, vergi mahkemesi verdiği kararda ısrar etmiş. Bunun üzerine İstanbul Vergi Dairesi “yürütmenin durdurulması” isteminde bulunmuş ancak bu talep DVDDK tarafından 20 Kasım 2009 tarihinde reddedilmiştir.
BİR BAŞKA KARAR
Kod uygulaması ile ilgili olarak Danıştay Dördüncü Dairesi tarafından verilen bir kararın özeti de aşağıdaki gibi:
“… faturayı düzenleyen mal aldığı kişi hakkındaki tespitlerden hareketle, kod listesine alınan mükellefle ilgili olarak, gerek vergi dairesinin gerekse bağlı bulunduğu hiyerarşik üst makamların, mükellefleri bu şekilde kategorize etmelerine olanak sağlayan hiçbir yasal düzenleme bulunmadığı gibi Anayasa’da buna izin veren bir hüküm de yoktur. Yasal dayanağı olmadan yapılacak olan bu sınıflandırma, Anayasa ile güvence altına alınan temel kişi hak ve hürriyetlerine aykırılık teşkil eder. Bu nedenle, mükellefin kod listesinde yer alması işlemi hukuka aykırı olacaktır (Dn.4.D.14.1.2008 Tarih ve E.2007/4095, K.2008/1).
BAKAN EL ATTI
Kod uygulamasındaki çarpıklıklar ve perişan olan mükellef sayısının artması üzerine, bu konudaki yazıların da etkisiyle, olaya Maliye Bakanı el attı.
Dileğimiz sadece Anayasa ve vergi yasaları değil, hukuka ve Maliye’nin “Mükellef Hakları Bildirgesi”ne uygun, yeni bir düzenleme yapılması...
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/13212304.asp?yazarid=82&gid=61
|