Maliye Bakanlığı son 1 aydır, önce kod uygulamasında yaptığı haksızlığa bir başka haksızlık daha ekledi. Son yıllarda özellikle gıda ve ilaç sektörleri tarafından rahatlıkla uygulanan tarihi geçmiş malların KDV indirimi yapılabilmesi uygulamasına son verildi.
Konuya ilişkin geçmişte verilen muktezalar ve yargı kararlarına rağmen Maliye, 5 Aralık 2009'da yayımladığı bir tebliğle kullanma tarihi geçmiş malların artık indirime konu edilemeyeceğini duyurdu. Özellikle gıda ve ilaç sektöründe çok kullanılan bu yöntem, zamanaşımı dönemini kapsama ihtimali nedeniyle 5 yıllık geçmişi de ilgilendiriyor. Yani Maliye, geçmişte mukteza verip onayladığı KDV indirme işlemlerini, yaptığı denetimlerde tespit ederse mükellefler ceza alabilecek.
'Zayi' kabul ederim, indirim yapamazsın
Maliye Bakanlığı, 5 Aralık'ta 113 seri No'lu tebliği ile kullanım süresi geçmiş veya kullanılamayacak hale gelen mallara ilişkin yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağına açıklık getirdi. Tebliğin "E" başlıklı bölümünde, Gelir İdaresi Başkanlığı'na çok sayıda olayın intikal ettiği belirtilerek, mükelleflerin stoklarında mevcut olan ancak kullanım süresi geçen veya bir başka nedenle kullanılamayacak durumda olan malların resmi komisyonlar veya takdir komisyonu huzurunda imha edilmesi durumunda; bu mallara ilişkin yüklenilen KDV'nin indirip indirilmeyeceği hususunda tereddüde düşüldüğü anlatıldı. Tebliğde; KDV Kanunu'nun 30/c maddesi hatırlatılarak sadece deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı'nın yangın sebebiyle ilan ettiği durumlarda kaybedilen mallar dışında, zayi olan mallara ilişkin KDV'nin indirim konusu yapılamayacağının düzenlendiği belirtildi. Kullanım süresi geçen ve imha edilen malların ize "zayi" olarak kabul edileceği ve KDV'de indirim konusu yapılamayacağı kaydedildi. Bunun için de mükellefler uyarıldı.
Ancak Maliye Bakanlığı, yaklaşık son 7-8 yıldır takdir komisyonu tarafından imha edilmesine karar verilen malların KDV'de indirim konusu yapılabileceğine ilişkin çok sayıda mukteza verdi. Aslında KDV Kanunu'nda süresi geçmiş malların indirim konusu yapılmasına ilişkin kesin hüküm yok ancak Vergi Usul Kanunu'nda "zayi" olan malların tanımı var. VUK'taki tanım, takdir komisyonlarının görevlerinden yola çıkılarak ve verilen muktezalar da kullanılarak, tarihi geçmiş mallar indirime konu ediliyordu. 2 Ekim 2002'de İstanbul Defterdarlığı'nın verdiği muktezada, bu durumu soran bir şirkete, bakanlıktan alınan yazıya atıfta bulunularak, "... yazıda (Bilindiği gibi, KDV Kanunu'nun 30/c maddesinde, zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen KDV indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, kullanım süresi geçmesi nedeniyle Takdir Komisyonu'nca imha edilmesine karar verilen ilaçların, 'zayi olan mallar' kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Dolayısıyla imha edilen söz konusu ilaçların alış faturalarında gösterilen KDV'nin indirim konusu yapılabileceği tabiidir) denilmektedir. Buna göre; imha edilmesine karar verilen malların alımı sırasında ödenen KDV'nin indirim konusu yapılması mümkündür" denildi.
Uzmanlar, tebliğle yapılan değişikliğin bundan sonraki uygulamaların yanı sıra geçmişi de kapsayabileceğini dile getirdiler. Konuya ilişkin mukteza verilmesine rağmen şimdi tebliğle düzenlendiği ve indirimin kapsam dışında bırakıldığını dile getiren yetkililer, yapılan denetimlerde tarihi geçmiş malları indirim konusu yapmışlarsa mükelleflerin cezayla karşı karşıya kalabileceğini ifade ettiler.
KANUN DEĞİL TEBLİĞ
Yazımızı okuyanlar “Ne oldu, yeni bir kanun çıktı da bu tebliğ onunla mı ilgili?” diye düşünebilirler.
Hayır efendim, yeni bir kanun çıkmadı.
Halk arasındaki deyimle “Eski köye, yeni adet” getirildi!..
Maliye, görüş değiştirdi.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Maliye, kullanım süresi geçen veya başka bir nedenle kullanılamayacak duruma gelen mallarını, resmi komisyonlar veya takdir komisyonları huzurunda imha eden, onbinlerce hatta yüzbinlerce mükellefi bulur.
Ardından “Arkadaş, sen imha ettiğin malların KDV’sini ödememişsin. Öde bakalım şu kadar KDV’yi, KDV kadar vergi ziyaı cezasını bir de gecikme faizini” der. Bunu da 2004’ten bu yana başlatarak uygulayabilir.
ÇÖZÜM YOLU
Bu durumda olan mükellefler, Tebliğ’in Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 60 gün içinde yani 3 Şubat 2010 tarihine kadar, “tebliğin iptali” için Danıştay’da dava açabilirler.
Davayı, olaydan etkilenen her mükellef açabilir.
İlgili Tebliğ' i görmek için tıklayınız
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/13223448.asp?yazarid=82&gid=61
http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=134101 |