Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Bumin Doğrusöz - Karar defterinde ara tasdiki (01.11.2007) PDF Yazdır e-Posta
01 Kasım 2007
Mali hukuk alanında yayımlanan bir önemli derginin Kasım 2007 sayısını karıştırırken bir makale dikkatimi çekti. “Karar defteri tasdike tabi bir defter mi, ara tasdiki zorunlu mu?” başlıklı bu makalenin “sonuç” bölümü, “Karar defteri Vergi Usul Kanunu'ndaki tasdik hükümlerine tabidir. Buna göre yeni kullanılmaya başlanacak karar defterinin aralık ayı sonuna kadar, kullanılmasına devam edilecek karar defterlerinin de ocak ayı içinde tasdik (ara tasdik) ettirilmesi gerekmektedir” şeklinde olunca, biz de konuyu irdeleyelim istedik.

Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) konumuza ilişkin 4484 sayılı kanunla değişik 69/1. maddesi şöyledir: “Şirket kuruluş aşamasında 667'ncı maddenin birinci fıkrasında yazılı defterler kullanılmaya başlanmadan önce tacir tarafından ticari işletmenin bulunduğu yerin ticaret sicili memurluğuna veya notere ibraz edilir. Bu defterler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerinde yer alan bilgileri içerecek şekilde tasdik ve imza olunur. Sicil memuru veya noter, defterlerin kaç sayfadan ibaret bulunduğunu ilk ve son sayfaya yazarak resmi mühür ve imzasıyla tasdik eder. Noterlerce tasdik edilen defterlerin mahiyet ve adetleri ve bunların kime ait olduğu en geç yedi gün içinde ilgili ticaret sicili memurluğuna bildirilir. Şirketlerin müteakip yıl defterleri ile kullanılması zorunlu diğer defterler 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerine göre tasdik olunur.”

Sermaye şirketlerinin karar defterinin ara tasdikine dair tartışma, söz konusu maddenin 4484 sayılı kanunla değişmesinden sonra ve Noterler Birliği'nin 27.01.2004 tarih ve hukuk 1156 sayılı ve 18 no'lu genel yazısında, İstanbul Ticaret Odası'nın bir sirküler metnine atfen, karar defterinin de ocak ayı içerisinde ara tasdikinin yapılması gerektiğinin açıklanması ile başlamıştır. Ancak ne bu yazıda ne de atıf yapılan sirkülerde, görüşün hangi hukuki gerekçeye dayandığı veya neye dayanılarak ileri sürüldüğü yazılı değildir.

Biz de konuyu zamanında, bu görüş üzerine ve İstanbul SMMM Odası'nın isteği ile araştırmış ve aynı sonuca varamamış, hatta sonucu bir yazı ile de yayımlamıştık. Şimdi özetle aktaralım.

 

4484 sayılı kanun

Bu konudaki irdelemeye, 4884 sayılı kanunun tasarı ve yasama aşamasındaki gelişmelerle başlamak gerekir. 4884 sayılı kanunun temel ve tek gerekçesi, "şirket kuruluş sürecini basitleştirmek ve bürokrasiyi azaltmak"tır. Kanunun "genel gerekçe"si içerisinde başka bir gerekçe yoktur.

4884 sayılı kanun, şirketlerin kuruluş sürecini yeniden belirlemek, kısaltmak ve bürokrasiyi azaltmak amacıyla ve bu kapsamda ilk dönem kullanılacak defterlerin defter tasdikinde, ticaret sicili memurluklarına (tasarıda münhasır olarak) yetki vermek amacıyla hazırlanmış ancak yasama sürecinde komisyon çalışmaları sırasında noterlerin yetkisi de korunacak şekilde değiştirilerek kanunlaşmıştır.

Ticaret sicil memurluklarının, sadece kuruluş aşamasında, gerek TTK’ya gerekse Vergi Usul Kanunu'na göre tutulması zorunlu defterleri tasdik yetkisi vardır, müteakip yıllarda kullanılacak defterleri tasdik yetkisi ise yoktur. İzleyen yıllarda kullanılacak defterlerin tasdiki konusunda, TTK’nın aktardığımız maddesinin sadece son cümlesi ile Vergi Usul Kanunu'na atıf yapılmıştır. Vergi Usul Kanunu'nun açık atıf yapılan ilgili hükümlerinde, tasdike tabi defterler (md. 220) arasında karar defterine yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu'na yapılan atıf, her yıl tasdike tabi defterleri belirleme amacı ile değil, tasdik ameliyesinde uygulanacak usulü ve tasdike yetkiliyi belirlemek içindir. Zira bu cümle olmasaydı ticaret hukukunda, kuruluşu izleyen yıllarda tasdik ameliyesinin kim tarafından yapılacağı sorunu ortaya çıkardı. Bu nedenle atıf, "esası" değil "usul ve yetkiyi" düzenlemektedir.

Kaldı ki, 69. maddede yapılan değişikliğin amacı, tasdike tabi defterleri yeniden düzenlemek olmayıp, kuruluş sürecini basitleştirme amacıyla kuruluşta defterleri ticaret sicil memuruna da onaylattırabilme olanağı sağlamaktır. Bu nedenle bu düzenleme ile ara tasdikine tabi olmayan defterlerin de artık ara tasdiki kapsamına girdiğini savunmak, kanun koyucunun amacını aşar ve amacın aksine bürokrasiyi artırıcı bir yorum olur.

Gerek Vergi Usul Kanunu'nda gerek TTK’da düzenlenen ara tasdiki veya kapanış tasdiki müesseseleri, ilgili deftere yönelik olarak belli amaçlar taşır. Karar defterinde ara tasdiki yaptırılmasının, diğer defterlerde olduğu gibi yaratacağı herhangi bir işlev veya sonuç yoktur.

 

Sonuç ve bakanlık görüşü

Bu nedenle karar defteri, TTK’da 4884 sayılı kanunla yapılan değişiklikten sonra da ara tasdikine tabi defter haline gelmemiştir. Bu defterin tasdikine ilişkin tek değişiklik, şirketin kuruluşunda, noter dışında ticaret sicil memurluğuna da tasdik ettirebilme olanağının sağlanmasıdır. Ayrıca bu defter için kapanış tasdiki de söz konusu değildir.

Nitekim TÜRMOB'un başvurusu üzerine Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü de görüşünü 28.01.2004 tarih ve 599 sayılı yazısı ile açıklamıştır. Bu yazıda aynen, “Vergi Usul Kanunu'nun 220. maddesinde tasdiki zorunlu defterler içinde karar defterleri yer almadığından karar defterine ilişkin ara tasdikinin zorunlu olmadığı, ancak karar defterinin tasdikli sayfalarının bitmesi, kayıp olması vs halinde tasdik edilmesi gerektiği, bu itibarla TTK'nın 66. maddesi gereği sermaye şirketlerinin tutmakta olduğu karar defterlerinin kullanılmaya başlamadan önce notere tasdik olması halinde, söz konusu defterleri her yıl ara tasdikinin yapılmasına gerek bulunmadığı düşünülmektedir" denilmiştir.

Bu nedenle, kimse gereksiz yere ara tasdiki işiyle uğraşıp masraf yapmasın.

 

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=82384&YZR_KOD=156&ForArsiv=1