Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Dolar inmiş-çıkmış, kimin umurunda (01.11.2007) PDF Yazdır e-Posta
01 Kasım 2007
Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş dolar kurundaki hareketlerin bankaların umurunda olmadığını, ancak reel sektörün etkilendiğini söyledi.

Finansbank CEO'su Ömer Aras ve Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş Bankanın 20. yıl dönümü dolayısıyla düzenledikleri basın toplantısında gelecek döneme ilişkin hedeflerini aktardı.

Ömer Aras, dünyada likidite sıkışıklığı olursa bunun gelişmekte olan piyasalara da yansıyabileceğini belirterek, “Bu tempoda giderse Çin’in, 2035’te ABD ekonomisini geçeceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla geriye bakarak ‘Geçmişte böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak’ demek yanlış. Dikiz aynasına bakarak araba kullanamayız. Önümüze bakmamız lazım” dedi.

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM İYİMSER DEĞİL

Aras, konuşmasında, subprime mortgage piyasası ile başlayan kredi riski sorununun kartopu gibi büyüyerek ABD’den Avrupa’ya kadar etkili olduğunu belirterek, dünyada tüm varlığa dayalı menkul kıymet piyasasının, risk sermayesi işlemlerinin durduğunu, gelişmiş piyasalardaki kredi sorununun arttığını ve en büyük riskin ABD ekonomisinde olası resesyon olarak görüldüğünü söyledi. Bunun Avrupa’ya sıçrayabileceğini, göreceli olarak bundan gelişmekte olan piyasaların da etkilenebileceği değerlendirmesi yapan Aras, gelişmekte olan piyasaların subprime riski olmamasından dolayı kredibilitelerinin arttığını, bunun şans olarak değerlendirilebileceğini ifade etti.

Dünya zenginlik dengesinde ciddi değişiklikler yaşandığını, Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkelerde ortaya çıkan zengin şirketlerin Batı’dan aktif satın almak istediğini, bunun ise politik bir yanının da bulunduğunu dile getiren Aras, gelişim sermayesi ve hedge fonların dünyada emeklilik ve sigorta fonlarından daha hızlı büyüdüğünü söyledi. Aras, paranın daha çok esnek fonlara aktığını, dolayısıyla finans gücünün de şekil değiştirdiğini anlattı. Aras, “Önümüzdeki dönem için gelişmiş piyasalar için çok iyimser bir tablo çizmek pek mümkün görünmüyor. Bu durum, piyasaların kredi riskiyle karşı karşıya kalması nedeniyle uzun soluklu olabilir" dedi.

HEDEFLERİN GERÇEKLEŞMESİ TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNE BAĞLI

Ömer Aras, banka olarak her konuda yüzde 10’un üzerinde pazar payı hedeflediklerini, önümüzdeki 2 yılın sonunda bireysel bankacılıkta yüzde 10’un üzerinde, mortgage kredilerinde yüzde 14, KOBİ bankacılığında yüzde 15, kredi kartlarında yüzde 11 pazar payına ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti. Bu hedefleri gerçekleştirmenin Türkiye’nin büyümesine bağlı olduğunu dile getiren Aras, “Türkiye yüzde 5’in üzerinde büyürse biz de bu rakamları yaparız diye düşünüyoruz. Her şey makro ekonomideki büyümeye bağlı. Türkiye’de büyümede bir duraklama olursa bizim bu rakamları gerçekleştirmemiz söz konusu olamaz” diye konuştu.

DİKİZ AYNASINA BAKARAK ARABA KULLANILMAZ, ÖNÜMÜZE BAKALIM”

Aras, dünyadaki olumsuzluğun ağırlıklı olarak gelişmiş piyasalardaki kredi riskiyle ilgili olduğunu, bunun gelişmekte olan piyasalar için avantaj olarak değerlendirilebileceğini belirtti. “Ancak bunun da bir dozu var. Dünyada likidite sıkışıklığı olursa bu gelişmekte olan piyasalara da yansıyabilir. Dünyanın büyümesinde, motorunda değişiklikler oluyor” değerlendirmesi yapan Aras, “Bu tempoda giderse Çin’in, 2035’te ABD ekonomisini geçeceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla geriye bakarak ‘Geçmişte böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak’ demek yanlış. Dikiz aynasına bakarak araba kullanamayız. Önümüze bakmamız lazım” dedi.

"KURUN BU DÜZEYE İNECEĞİNİ BEKLEMİYORDUK"

Ömer Aras, kurun bu düzeye kadar düşmesini kimsenin beklemediğini, Banka olarak daha yüksek tahminler yaptıklarını belirterek, “İhracatçıların Merkez Bankasına faiz baskısını haklı buluyor musunuz?” sorusu da “Kendi açılarından haklılar. Yavaş yükselen bir kur ihracatçı için daha uygun bir ortam sağlar, ancak düşüş onlar için olumsuzluk yaratır. Haklı olarak kendi lobilerini yapacaklardır” dedi.

Genel Müdür Sinan Şahinbaş ise dolar kurunun şu anda geldiği düzeyin reel sektördeki karlılığı olumsuz etkilediğini, ancak bankalarda firmaların rahatlıkla gelip finansal riskleri elimine edeceği ürünler bulunduğunu söyledi. Şahinbaş, Türkiye’de herkesin her şeyden para kazanmaya çalıştığını, bu dönemin geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Kur inmiş, çıkmış bankaların çok umurlarında değil. Çünkü açık pozisyon taşımıyor. Ancak reel sektörde böyle bir pozisyon taşınıyor. Bu pozisyonun da bankalar kredi verirken elimine edilmesi, zorlanması lazım. Firmalara ‘sen sadece kendi işinden para kazan’ denilmesi lazım. Biz elimizden geldiğince bunu yapıyoruz. Bilançosunda dengesizlikler olan şirketlere ‘şunları yapın’ diyoruz” dedi.

Merkez Bankasından 0.50 ile 0.75 puan daha indirim beklediklerini, önümüzdeki yıl toplam 1.5-2 puanlık inişle faizlerin 13.5-14 seviyelerine ineceğini tahmin ettiklerini belirten Şahinbaş, faizlerin bu seviyeye inmesi halinde de konut kredisi faiz oranlarının da düşeceği öngörüsünde bulundu.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/alarmnews.aspx?DocID=7603849